Uterya
SAYFA
SAYISI: 231
Birkaç
saniyenin ardından gömüldüğü yerden doğrularak; “Haklısın... Pekâlâ... Seni
istediğim kıvama getiremedim ama kararın ne olacaksa olsun bunu seninle
paylaşacağım. İlk önce bir konuda anlaşmalıyız, sana şimdi anlatacaklarımdan ve
yapacağım tekliften hiçbir zaman, hiç kimseye söz etmeyeceksin. Hatta konuşacaklarımızın
sonsuza dek aramızda sır olarak kalacağına dair bana onur sözü vermelisin.”
dedi.
Benden tatmin edici sözü aldıktan sonra başladı anlatmaya.
“Ben iki yıldır muhteşem bir adada yaşıyorum. Hayal edebileceğinin çok ötesinde bir ütopyanın parçasıyım. Hem de etkin bir parçası.”
“Öyle mi? Bu nasıl bir ütopya ki?”
“Sadece kadınların ve doğurdukları ya da evlat edindikleri çocukların oluşturduğu bir ütopya... Tanrı’nın unuttuğu değil, unutulduğu muhteşem bir takımadada kurulu bir ütopya... Başın değil, her türlü organın etkin güce sahip olduğu; tek başlı değil, yüz bin başlı, ayaklı, kollu, yürekli, ciğerli, gövdeli bir ütopya... Çocukların kadın ya da erkek değil insan gibi insan olarak yetiştirildiği bir ütopya...”
Hayretler içerisinde dinledim Tykhe’nin anlattıklarını. Yüreğindeki motivasyonun, inancın ve cesaretin gözüne yansıdığını görerek ve o gözlerdeki ışıltının gücünden irkilerek dinledim...
Benden tatmin edici sözü aldıktan sonra başladı anlatmaya.
“Ben iki yıldır muhteşem bir adada yaşıyorum. Hayal edebileceğinin çok ötesinde bir ütopyanın parçasıyım. Hem de etkin bir parçası.”
“Öyle mi? Bu nasıl bir ütopya ki?”
“Sadece kadınların ve doğurdukları ya da evlat edindikleri çocukların oluşturduğu bir ütopya... Tanrı’nın unuttuğu değil, unutulduğu muhteşem bir takımadada kurulu bir ütopya... Başın değil, her türlü organın etkin güce sahip olduğu; tek başlı değil, yüz bin başlı, ayaklı, kollu, yürekli, ciğerli, gövdeli bir ütopya... Çocukların kadın ya da erkek değil insan gibi insan olarak yetiştirildiği bir ütopya...”
Hayretler içerisinde dinledim Tykhe’nin anlattıklarını. Yüreğindeki motivasyonun, inancın ve cesaretin gözüne yansıdığını görerek ve o gözlerdeki ışıltının gücünden irkilerek dinledim...
KİTAP YORUMUM: 18 yaşında ailesini
kaybeder, yetmez sırf etek giydi diye bir çete tarafından tecavüze uğrar. Çete elemanının
yakalandığını öğrenir ama yine de intihar tek çözümdür onun için. Kaçmak
istemektedir belki de kendisinin bile bilmediği yerlere. Yakın arkadaşı Tykhe'nın
onu ziyareti ile kafasında taşlar yerine oturur. Tykhe kimsenin bilmediği bir
adada yaşamaktadır. onu da isterse götürmek ister ama tek şartı Uterya'nın
varlığından kimseye bahsetmemesini istemektedir.
İlk başta ismi değişir ve Dafne olur.
Dafne sonra selden gelen kişi ile tanışır ve odasına aldığı için
cezalandırılır. Uterya ilk başta sonsuz huzuru temsil ederken sonradan huzuru
kaçan bir yer haline gelir.
Mektuplar kime ve neden yazılmıştı?
8 yıl önceki mektupların anlamı ne
ifade ediyordu?
Eka nedir ve kimlerdir?
Kitaptan öğrendiğim en büyük ders
ise, her ne olursa olsun kaderinizden kaçamazsınız. Gerçek bir duygu varsa o
sizi her yerde bulur. Bazen hayat planlayarak gitmez ve siz sadece size
sunulanı yaşamak zorunda kalabilirsiniz. Hayat sürprizler ile dolu kocaman bir
fanustur kimi zamanda, bazen de kocaman bir deniz.
İlk defa okuduğum ve çok beğendiğim
bir kalem kesinlikle. Yazarımızın kalemi daim olsun.
Okumama vesile olan Zehra Gaylan
Yüksekkaya'ya teşekkür ederim.
DUYGU SONGÜL KAHRAMAN
0 yorum:
Yorum Gönder