4 Nisan 2016 Pazartesi

HAYAT ÇOK BASİT ASLINDA ZORLAŞTIRAN BİZ İNSANOĞLU





Egosu yüksek biriyle tartışmaya girmeyin, hep siz zararlı çıkarsınız. Ego der ki; hep ben. Asla siz demez. Hep bir üste çıkma zafer kazanma tutumu gereksinimi vardır. En güzeli bu tür kişileri hayatınızdan tamamen elemek, yok saymaktır. Bir insana vereceğiniz en güzel asil cevap suskunluğunu korumak, konuşmamak, hatırlamamak ve görmezden gelmektir. En etkin ceza budur.
2.şansı hak eden 1. şansı asla kaybetmezdi. Birine 2. hatta bir çok şans tanımanın anlamı şudur. Ben senin bana hata yapmanı kabul ediyorum. Daha doymadım gel biraz daha ağzıma et demektir. Bu tür gereksiz şans tanımak ise insanın kendisine saygısı ile ilintilidir. Yani kendisine saygı duyan hiç kimse defalarca şans tanımamalı. Ben şu ana kadar değişeni hiç görmedim. olduğu yerde kırk yıl sonra karşılaşsanız bile sayanları gördüm. Zaten kimse, başkası için değişmemeli ve mecburi istikamet olmamalı. Bu da kendimize olan saygı ile ilintilidir diye düşünüyorum. Ha buna şefkat, sevgi de diyebilirsiniz şans tanımanın ama ben tecrübe dahilinde artık bunu kabul etmiyorum. 
Seni seven ile, kullananı ayırt ettin mi tamamdır. Hayat daha kolaylaşacaktır. Tabi ki buna birazda iç sesimiz , sol taraf meselesi diyorum ben kendi adıma. İç sesim artık beni kolay yanıltmıyor. Böylece hayatımdan elenmesi gereken gereksiz elementler elendi. Yerine sevgi dilini konuşan dostlarım geldi. Boşluklar bu şekilde doldu ve dolmaya devam etti. Eskiden biten her şeye üzülen günlerce kendine gelemeyen ben, şu an ise şükrediyorum Yaradan’a. Benim adıma hayatıma zararı olacak birini elediği için. Sevgi ile alkışlar eşliğinde uğurluyorum. Değerimizin farkına vardığımız da bazı şeyler kendiliğinden yoluna giriyor. 
Kapıya yakın olan, sizi gitmek için hep sürekli tehdit eden birilerini hayatınızda tutmayın derim. Çünkü birini severseniz eğer ama gerçekten severseniz onu kaybetmek için kırk takla atmak yerine, elde tutmak için pamuklara sararsınız. Seven hiç kimse üzmez, kırmaz, hakaret etmez. Seven insan karşı tarafı hataları ile kabul eder ve sadece kimsenin olmadığı mekanda hatalarını sevgi dili ile anlatır. Diğerleri ise egosunu tatmin etmek adına sürekli karşı tarafın ona verdiği değeri bağımlılık olarak algılar ve saçmalamaya devam eder. Unutulmaması gereken bir şey var ki, hiçbir taht bir ömür sürmez. Gün gelir bizsiz kalacak diye tehdit ettiğimiz bireyler seçimlerini yapar ve bizi omuzlarından atarlar. Sonra bunun adı ihanet olur, aldatmaca olur. Oysa gerçek adı ise sadece gerçekleri yaşamanın vakti gelmiştir. Seçim bize ait ya üzüleceğiz ya da sevgi dilini kullananları hayatımızda tutacağız. 
Birini seversen her şeyini seversin. Kirpik uçlarına kadar, ayak parmaklarına kadar, hayatındaki tüm değerlere kadar. Sadece tipi sevemezsin ya da ruhunu. Bunun adı ise çıkarcılık olur, kendini kandırmak olur. Ya sevmeyi bilmiyorsundur, ya da bir çıkar elde etmek istiyorsundur. Adam gibi sevmek vardır ya hani, gözlerini alamazsan. Her hali güzeldir. Siz uyurken saatlerce birini sadece izlediniz mi? Bu gerçek bir aşktır. Ya da saatlerce konuşmadan bakışabildiniz mi? Peki konuşma dilini kullanmadan, konuşabildiniz mi? Gerçek sevenler kirpik ucundaki serzenişten bile ne demek istediğini anlar. Böyle bir aşka varsa ki var herkes ölmeden mutlaka yaşamalı. Çıkarsız hiç bir şey beklemeden, koşulsuz. 

Minik bir cümle ile sevenlerin sevdiğine seslendiği olması gerektiği gibi seslenmek istiyorum;

“Eyy Kirpik uçlarına kadar sevdiğim adam,
Gecenin karanlığında uyumalısın yüreğimde ve ben gelene kadar sessizce.
DUYGU SONGÜL KAHRAMAN

0 yorum:

Yorum Gönder

 

Bir Kitap Bin Yürek Published @ 2014 by Ipietoon