Marazın Kahvesi / Ali Bayram
Kitap Sayısı: 248
“More, buranın acı kahvesi
ta Yemen’den gelir.
Kırk yıl yoktur, fincanda bitene kadardır hatırı”
Kırk yıl yoktur, fincanda bitene kadardır hatırı”
Göçebe ırgatlar ve çocukları iki köyün insanları tarafından bir
gece canlı canlı yakılarak iki köyün intikam hırslarından can verirler. Bu
yangından sadece üç kişi kurtulur. Hasan Emmi, yeni doğmuş kızı Zeynep ve
Mıstık isimliği çocuğu köylülerin yaktığı barakalardan kurtarır. Çankırı’dan
İnebolu’ya ölümden kaçışlarının hikâyesidir.
Rum Yorgi’den, Esnaf Hasan’a, Sadullah Efendiden, Tahta bacak Aziz’e, Hüseyin Amca ve Muzaffer’e kadar gelen bu kır kahvesinin işletmecisi olanlardan, Bacacının bağlama eşliğinde çok sessiz türkülerin hüzünlü hikâyesini anlatır bu hikâye.
Marazın Kahvesi; İnebolu’nun kavgalarını, aşklarını, bıldırcın avlarını, hatta kayıkların getirdiği hasretlikleri, kavuşamayanları, ölüm ve acılar, Rum çetelerinden korunmak için güvenlik nöbetlerinin tutulduğu, hâlâ nesli devam eden evliliklerin tanışma noktası olarak Karaca Mahallesi’nin o yamacında, Geriş Tepesi’nin eteklerinde bu hikâyelerin anısına ayakta durmaya çalışıyor.
Şimdi tarihin en derin kuytularına inerek, daha kundakta iken acıyla tanışan Zeynep’in hikâyesine tanık olacaksınız.
Geçmişten gelen efsanelerin aslında tarihin sayfalarında ne denli acımasızca yok edildiğine şahit olmak için Eleni’nin anlattıklarına kulak vermek için elinde tuttuğun Maraz’ın Kahvesi’nin ilk sayfasına dokunmak yetiyor.
Poyraaltı çeşmesinde her gece duyulan bir genç kızın yanık sesinde o türkünün anlamı neydi?
Kalbiniz ile beyniniz bir hikâyenin fırtınasına çoktan kapıldı bile…
Fark ettin mi?
More;
O pınarda her gece genç bir kızın söylediği türküyü kulaklarımla duyuyorum”
O pınarda her gece genç bir kızın söylediği türküyü kulaklarımla duyuyorum”
(Tanıtım Bülteninden)
KİTAP YORUMUM: Yaşadığım yer
Çankırı'dan İnebolu'ya ulaşan, Kastamonu'ya ulaşan hazin bitik hayatların
hikayesini anlatıyor Marazın Kahvesi.
Tabi ki konu Çankırı olunca daha bir
ilgili okudum. Yer yer kızdım, yer yer hüzünlendim, yer yer sesli kahramanlara
bağırdım. Tahmin ettiğiniz gibi Tarihin tozlu sayfalarından çıkan bu
kahramanlar bir zamanlar yaşayan insanlar.
Bir kere baştan aşağıya üzücü. Hangi
birine dokunayım bilemiyorum. Normalde tarih olmasa bu kadar dram okumayı
sanırım sevmiyorum ben ama öğretisi oldukça fazla bir kitap duruyor karşınızda.
Barakalardan uzanan oradaki bitişten
sonra yürüyerek kendilerine bir yer edinmeye çalışan 2 minik çocuk ile birlikte
Hasan emmi, Mıstık ve annesinin bakmaya kıyamadığı dünyalar güzeli Zeynep.
Bazen çare yoktur. Ne kadar değer verirseniz verin, eğer şartlarda adalet yoksa
bir şey veremezsiniz ailenize. Belki de bir çok kişiden daha iyi bir aile olan
Hasan emmi ve eşi, biricik kızlara Zeynep, herkesten çok iyi bir kalbi olan
Hasan emmi kötü insanların vicdanlarında yok olmaya mahkumdular. Hayat onlara
iyi olmalarına rağmen hiçte iyi davranmadı denilebilir.
Hasan emmi istemeden de olsa
çocukları bakan kişilere emanet etmek durumundaydı. İlk başta ılımlı şekilde
alınan çocuklar sonrasında bir daha geri dönülmeyecek faciaya yol açacaktı. Bir
Türk küçükten bile büyütülse Rum olabilir mi? Çok güzel irdelenmiş kitapta konular
eşliğinde. En kötü insan belki de konumunu kullanan ve işi bitene kadar sevecen
yüzünü gösteren insanlardır diye düşünüyorum.
Hasan emmi acaba yıllar sonra
çocuklarını görebilecek mi? Tabi ki burada söylemeyeceğim ama geriye dönse
eminim verdiği kararı tekrardan gözden geçirirdi ve yanından ayırmazdı
çocuklarını. Çocuklarını diyorum Hasan emmi o kadar yürekli ve temiz bir
insandı.
Kitapta İnebolu ve Rum ile ilgili
tarihi gerçeklerden de bahsedilmiş. Kitabın devamı olan İSLİ ÇAY isimli kitabı
da okumaya niyet ediyorum çıktığında. Çünkü gerçekten Hasan emmi ile çocuklar
buluşabilecekler mi sonrasında merak ediyorum. Acaba Zeynep ne olacak. Mıstık
ise kendisini büyüten aileye geriye dönebilecek mi? Yoksa gerçekten kötü sona
yenik mi düştü? Yani insan yaralı falan olmasını umut ediyor.
Kitaptan öğrendiğim öğretiler yine
çok değerliydi.
- Her ne olursa olsun çocuklarımızı
kimseye teslim etmeyelim ebe beyin olarak.
- Bazı insanların gördüğünüz yüzü ile
birde arka plandaki yüzleri var ki, menfaatleri için yapamayacakları sınır
maalesef yok. Bunlardan en korkunç olanları ise, parası ile herkese, her şeyi
yapabileceklerine inanmaları. Bu tür kişileri ben insan olarak bile kabul etmiyor
ve çok kötü sinir olduğum tipler.
Yazarımızın Arsine kitabına benziyor
aslında öğretileri. Farklı bir tarzı okudum.
Daha önce okuyup yorumladığım
kitapları ise;
-Atakule Cinayeti, Tanrı'nın
Beğenmediği Kadın, Gece Özel Harekatı, Arsine, İntiharda Polis, Kuğulu Park
Cinayeti, 13'de Kadın olmak isimli eserleriydi.
Marazın Kahvesi acaba şu an nerede
bunun cevabını da bulabileceksiniz.
Tarihi bir yolculuk yapmak
isteyenlere tavsiyemdir.
DUYGU SONGÜL KAHRAMAN
0 yorum:
Yorum Gönder