4 Kasım 2019 Pazartesi

Marazın Kahvesi / Ali Bayram


Marazın Kahvesi / Ali Bayram
 Kitap Sayısı: 248
“More, buranın acı kahvesi ta Yemen’den gelir.
Kırk yıl yoktur, fincanda bitene kadardır hatırı”
Göçebe ırgatlar ve çocukları iki köyün insanları tarafından bir gece canlı canlı yakılarak iki köyün intikam hırslarından can verirler. Bu yangından sadece üç kişi kurtulur. Hasan Emmi, yeni doğmuş kızı Zeynep ve Mıstık isimliği çocuğu köylülerin yaktığı barakalardan kurtarır. Çankırı’dan İnebolu’ya ölümden kaçışlarının hikâyesidir.

Rum Yorgi’den, Esnaf Hasan’a, Sadullah Efendiden, Tahta bacak Aziz’e, Hüseyin Amca ve Muzaffer’e kadar gelen bu kır kahvesinin işletmecisi olanlardan, Bacacının bağlama eşliğinde çok sessiz türkülerin hüzünlü hikâyesini anlatır bu hikâye.
Marazın Kahvesi; İnebolu’nun kavgalarını, aşklarını, bıldırcın avlarını, hatta kayıkların getirdiği hasretlikleri, kavuşamayanları, ölüm ve acılar, Rum çetelerinden korunmak için güvenlik nöbetlerinin tutulduğu, hâlâ nesli devam eden evliliklerin tanışma noktası olarak Karaca Mahallesi’nin o yamacında, Geriş Tepesi’nin eteklerinde bu hikâyelerin anısına ayakta durmaya çalışıyor.

Şimdi tarihin en derin kuytularına inerek, daha kundakta iken acıyla tanışan Zeynep’in hikâyesine tanık olacaksınız.
Geçmişten gelen efsanelerin aslında tarihin sayfalarında ne denli acımasızca yok edildiğine şahit olmak için Eleni’nin anlattıklarına kulak vermek için elinde tuttuğun Maraz’ın Kahvesi’nin ilk sayfasına dokunmak yetiyor.
Poyraaltı çeşmesinde her gece duyulan bir genç kızın yanık sesinde o türkünün anlamı neydi?
Kalbiniz ile beyniniz bir hikâyenin fırtınasına çoktan kapıldı bile…
Fark ettin mi?
More;
O pınarda her gece genç bir kızın söylediği türküyü kulaklarımla duyuyorum”

(Tanıtım Bülteninden)
KİTAP YORUMUM: Yaşadığım yer Çankırı'dan İnebolu'ya ulaşan, Kastamonu'ya ulaşan hazin bitik hayatların hikayesini anlatıyor Marazın Kahvesi.
Tabi ki konu Çankırı olunca daha bir ilgili okudum. Yer yer kızdım, yer yer hüzünlendim, yer yer sesli kahramanlara bağırdım. Tahmin ettiğiniz gibi Tarihin tozlu sayfalarından çıkan bu kahramanlar bir zamanlar yaşayan insanlar.
Bir kere baştan aşağıya üzücü. Hangi birine dokunayım bilemiyorum. Normalde tarih olmasa bu kadar dram okumayı sanırım sevmiyorum ben ama öğretisi oldukça fazla bir kitap duruyor karşınızda.
Barakalardan uzanan oradaki bitişten sonra yürüyerek kendilerine bir yer edinmeye çalışan 2 minik çocuk ile birlikte Hasan emmi, Mıstık ve annesinin bakmaya kıyamadığı dünyalar güzeli Zeynep. Bazen çare yoktur. Ne kadar değer verirseniz verin, eğer şartlarda adalet yoksa bir şey veremezsiniz ailenize. Belki de bir çok kişiden daha iyi bir aile olan Hasan emmi ve eşi, biricik kızlara Zeynep, herkesten çok iyi bir kalbi olan Hasan emmi kötü insanların vicdanlarında yok olmaya mahkumdular. Hayat onlara iyi olmalarına rağmen hiçte iyi davranmadı denilebilir.
Hasan emmi istemeden de olsa çocukları bakan kişilere emanet etmek durumundaydı. İlk başta ılımlı şekilde alınan çocuklar sonrasında bir daha geri dönülmeyecek faciaya yol açacaktı. Bir Türk küçükten bile büyütülse Rum olabilir mi? Çok güzel irdelenmiş kitapta konular eşliğinde. En kötü insan belki de konumunu kullanan ve işi bitene kadar sevecen yüzünü gösteren insanlardır diye düşünüyorum.
Hasan emmi acaba yıllar sonra çocuklarını görebilecek mi? Tabi ki burada söylemeyeceğim ama geriye dönse eminim verdiği kararı tekrardan gözden geçirirdi ve yanından ayırmazdı çocuklarını. Çocuklarını diyorum Hasan emmi o kadar yürekli ve temiz bir insandı.
Kitapta İnebolu ve Rum ile ilgili tarihi gerçeklerden de bahsedilmiş. Kitabın devamı olan İSLİ ÇAY isimli kitabı da okumaya niyet ediyorum çıktığında. Çünkü gerçekten Hasan emmi ile çocuklar buluşabilecekler mi sonrasında merak ediyorum. Acaba Zeynep ne olacak. Mıstık ise kendisini büyüten aileye geriye dönebilecek mi? Yoksa gerçekten kötü sona yenik mi düştü? Yani insan yaralı falan olmasını umut ediyor.
Kitaptan öğrendiğim öğretiler yine çok değerliydi.
- Her ne olursa olsun çocuklarımızı kimseye teslim etmeyelim ebe beyin olarak.
- Bazı insanların gördüğünüz yüzü ile birde arka plandaki yüzleri var ki, menfaatleri için yapamayacakları sınır maalesef yok. Bunlardan en korkunç olanları ise, parası ile herkese, her şeyi yapabileceklerine inanmaları. Bu tür kişileri ben insan olarak bile kabul etmiyor ve çok kötü sinir olduğum tipler.
Yazarımızın Arsine kitabına benziyor aslında öğretileri. Farklı bir tarzı okudum.
Daha önce okuyup yorumladığım kitapları ise;
-Atakule Cinayeti, Tanrı'nın Beğenmediği Kadın, Gece Özel Harekatı, Arsine, İntiharda Polis, Kuğulu Park Cinayeti, 13'de Kadın olmak isimli eserleriydi.
Marazın Kahvesi acaba şu an nerede bunun cevabını da bulabileceksiniz.
Tarihi bir yolculuk yapmak isteyenlere tavsiyemdir.
DUYGU SONGÜL KAHRAMAN

0 yorum:

Yorum Gönder

 

Bir Kitap Bin Yürek Published @ 2014 by Ipietoon