KEBBAT 1 / FİLİZ GÖKDEMİR KÖŞKER
KİTAP SAYISI: 350
Azim, hırs, rehavet ve
cehaletin gölgesinde…Günlerden bir gün Ayşe ve Fatih'ten doğma büyük oğul Selim
ve küçük kızları Şevval'in aynı şartlarda doğmasına rağmen, dünya üzerinde, bir
kadın, evinin küçüğü, eksik eteği, korunmaya muhtaç Şevval'i ve varlıklı evin
büyüğü, erkek, güçlü, her istediğini yapacak donanımda olan Selim'i ve
gıyabında bütün erkeklerin ve kadınların hayat hikâyesidir…
Bütün güçlükleri aşarak çağdaş bir girişimci ve kişilik olarak
kendini ispat etmiş bir kadının iç dünyasına inerken, hayatın kendisine verdiği
bütün özelliklere ve şansa rağmen, hiçbir şey başaramamış, rehavetin ve sözde
keyfin içinde, kabuğunda kaybolmuş, bir erkeğin hikâyesidir…
Bir anne sıcaklığıyla evlatlarına şefkat ve güvenli yuva sunan bir
babanın, babasına baba şefkatiyle yaklaşan, sorumluluk sahibi bir erkek
evladın, çirkin bir dünyanın içinde güzellikleri görebilen, yaşayan ve
yaşatabilen bir kanun adamının, bütün benliğiyle ben olmaya çabalayan,
trajikomik insan manzaralarında hayatı irdeleyen bir genç kızın, kendi iç
dünyalarında yaşadıkları ruh hâllerinin, aşk tarafında algılanan yansımalarını…
Komiser Sezin'in büyütecinde,
Aşkın hâllerini,
Kadın hâllerini,
Erkek hâllerini,
Dünya hâllerini okurken,
“Ben” olmanın beden bulmasına şahit olacaksınız…
Aşkın hâllerini,
Kadın hâllerini,
Erkek hâllerini,
Dünya hâllerini okurken,
“Ben” olmanın beden bulmasına şahit olacaksınız…
(Tanıtım Bülteninden)
KİTAP YORUMUM: Olaylar Sezin
Komiserin bir cinayet haberi alması ile başlıyor. Cesedin bulunduğu evi,
çalışanlar ile konuşulup çözüme ulaştırmaya çalışan Sezin ve ekibi olayların
perde arkasında yıllar önce yaşanmış çok üzücü bir dramın yattığına üzülerek
öğreniyor.
Kitabın kahramanların hayatından yola
çıkarak bizlere kattığı çok güzel
öğretiler var.
Şevval dibe düştüğü anda kıvrak
zekası ile yukarıya çıkmayı başaranlardan. Anadolu yaşanan bir çok evlilikler
de yaşanan sorunların hiçbirisini yaşamadı. Çünkü o ona verilen ödülün çok farkındaydı.
Okumanın önemi burada da ön plana çıkıyor. Eğer Şevval okumak yerine
korkularına yenik düşüp başka tutum sergileseydi belki de tüm yılları ilk
yaşadığı dehşet an'ı gibi geçecekti. Oysa o elindeki imkanları çok güzel
değerlendirmeyi seçti. Yine Anadolu kadınının kendine has merhametli bir
tarafını Ayşe hanımdan görüyoruz. 2 minik çocuğa elinden geldiği kadar yardımcı
olması, okumanın önemini çocuklarına aktarması, o şartlarda mücadele etmesi onu
bambaşka yere koyuyor. "Kim ne der? " gibi bir tutum maalesef
cehaleti ön plana çıkartıp insanların hayatlarını olumsuz etkileyebiliyor. Oysa
çocukların ihtiyaçlarına göre davranılmış olsa belki de Yavuz bey kızını
doktora götürmesi gerektiğini bilecekti.
Yazar evlilik hayatının çizgilerini
anlatırken ne kadar çok duygularıma tercüme olmuş dedim kendime. Bana göre de evlilik bazen kendi
özelini de yok etmeden oluşturulmalıdır. Evlilik demek, kendini salmak her
halinle eşine görünmek anlamı taşımıyor. Yazarımızın kitapta tarif ettiği gibi
kendi alanlarını oluşturan evliliklerin süresinin bende uzun ve kalıcı olduğunu
düşünüyorum. Aynı heyecan ve özlem ile her gün eşiniz ile karşılaşmak varken
niçin her halimiz ile karşılarına çıkılsın ki?
Kitapta yine sımsıcak bir kaç aşk
kahramanları ile de tanışıyoruz. Gerçek aşk bazen sadece yaşanır, anlatılmaz. Eğer
gerçek bir duygu varsa o ilk günden kendini hissettirir ve zamanı gelince
gerçeğe ilişkinin sımsıcak özüne döner. En önemli öğreti ise, kendi ayakları
üzerinde durmayı başarmış kişilerin doğru ilişkiler ile birleştiklerini
görebiliyoruz kitapta. Kariyeri olmayan insanlar ile, olan insanlar arasındaki
ilişkiler çok güzel anlatılmış.
Şevval üzerinden olaylar başlasa da
bir çok hayata dokunmuş yazarımız kitabında.
Kitabın ilk başından beri Şevval
neden böyle sorusunun cevabını da okur bulmuş olacak.
İnsanı kendi değerini, yaşardıklarını
sorgulatan bir kitap olduğunu söyleyebilirim. İnsan özünün, değerinin farkında
olmalı, onun farkındalığını yaşamalı. Her insan çok değerlidir. Ama bunun için
kimseye ihtiyacı olmadan yaşayabilmeyi öğrenebilmeli. Ancak güçlü kendine yeten
kadınlar ile kadın cinayetlerinin, tecavüzlerin, zorlu evliliklerin, şiddetin
önüne geçilebilir. Bazen yazarımız gibi yazarak, acılar sanata dönüştürülerek
sorgulanması gereken değerler sorgulanarak en azından kendi hikayemizde hayata
göz kırpabiliriz. Gerçek mutluluğun özünü kavradığımız da, huzur kendiliğinden gelecek.
Minik dipnot kendime ait fikrimi
yazmak isterim. Kanser affedememenin getirdiği derin acıdan oluştuğunu tecrübe
dahilinde biliyorum. Şevval'in tek
hatası belki de affetmeyi başaramamaktı. Eğer affetmeyi başarsaydı belki de o
derin acıyı yaşamayacak, o korkunç ama cesur kararı almasına gerek
kalmayacaktı. Tabi ki affetmek o kadar
kolay bir şey değil ama yine zararı yanlış yapana değil, bizzat kişinin
kendisinedir. Affetmek kişinin haklı olduğunu ispatlamaz, hatta görüşmemiz de
gerekmez. Ama geleceği korumak adına affetmek gerekir. Yazarımızın 2.kitabını
çok merak ediyorum. İlk defa okuduğum bir kalemdi. Kesinlikle herkes okumalı
dediğim Anadolu'ya ait artık değişmesi gereken yaşam alanlarını anlatan, toplum sorunlarına
ışık tutan çok değerli bir eser olmuş.
Kitapta yine bir çok bitkinin nasıl
kullanıldığını öğreniyoruz. Kebbat Reçeli tarifi bile var. Benden söylemesi. :)
<3
DUYGU SONGÜL KAHRAMAN
0 yorum:
Yorum Gönder