DEĞERLİ YAZARIMIZ ÖZLEM ABUT OTLUOĞLU İLE YAPTIĞIMIZ RÖPORTAJIMIZ
DUYGU SONGÜL KAHRAMAN SORUYOR
1-BİRAZ KENDİNİZDEN BAHSEDER MİSİNİZ?
1.) Sade, yaşamaya sevdalı sıradan bir kadınım… Âşık olduğum adamla evliyim, bayıldığım bir oğlum ve lokum kıvamında bir köpek kızım var; daha ne olsun?
Özgeçmişimi merak edenler için hakkımdaki bilgileri memnuniyetle sıralayayım… 1970 yılında Almanya’nın Mülheim şehrinde doğdum. İlkokulu orada bitirdikten sonra yurda dönerek ortaokul ve lise öğrenimimi İstanbul, Arnavutköy’deki Özel Eseniş Lisesinde tamamladım. 1992 yılında İstanbul Üniversitesi İktisat Fakültesi, İktisat bölümünden mezun oldum.
Yirmi yılı aşkın bir süre, sağlık sektöründe faaliyet gösteren
aile şirketimizde yönetici olarak çalıştım. Ulusal ve uluslararası Akupunktur
kongrelerinde Almanca yazılı ve sözlü tercümeler yaptım. Akademik Akupunktur
derneğinin Türkiye’deki eğitim seminerlerinin organizasyonlarında uzun yıllar
boyu etkin yer aldım.
Bir internet televizyonu olan www.drabuttv.com’da 2011/2014
yılları arasında, yabancı bilimsel yayınlardan araştırıp derlediğim Türkçe ve
Almanca sağlık haberlerini hazırladım ve sundum. Proje dünya çapında büyük ses
getirdi.
2013’den bu yana belli aralıklarla www.haberhürriyeti.com’da köşe
yazarlığı yaptım. Beş yüzden fazla köşe yazım yayımlandı.
2014/2015 sezonunda Beşiktaş Jimnastik Kulübünün yayın organı olan
BJK TV’de iki buçuk saatlik süreyle canlı yayınlanan, merhum babam BJK kulübü
divan kurulu üyesi, Op. Dr. Mehmet Fuat Abut’un hazırladığı, “Dr. Abut’la
Sağlıklı Yaşam” adlı programı sundum.
2018’de “Mücevher Gözlü Anka” adlı ilk romanım, 2019’da ikinci
romanım “Veren Gül” ile birlikte “Karanlıktan Sızan Hikâyeler” adlı korku
edebiyatı türündeki kitapta “İnanırsan…” adlı hikayem yayımlandı. Üçüncü
romanımı yazma sürecim devam ediyor.
Almanca (anadil seviyesinde) ve İngilizce (ileri seviyede)
bilmekteyim.
2-YAZMAK SİZİN İÇİN NE İFADE EDİYOR?
KONULARINIZIN KAYNAĞI NEREDEN ALIYORSUNUZ?
2.) Yazmak benim için hayal âlemine bir yolculuk, zihnimden
geçenleri somutlaştırdığım bir araç. Düşünsenize kimsenin görmediği, duymadığı,
bilmediği gizli dünyanız, okurunuzun gönül gözünde can buluyor! Nefis bir şey
yazmak bu açıdan, vazgeçilmez…
Kadına dair yazmayı seviyorum… Pozitif ayrımcılık yapıyorum bir
nevi. Toplumun değişik kesimlerinden kadın kahramanlarım var; ortak noktaları
gördükleri şiddet! Ülkemiz bu bakımdan maalesef kaynak açısından oldukça
zengin. Günlük gazetelerin üçüncü sayfaları, haber bültenleri hatta magazin
haberleri bana ilham verebiliyor. Bir erkeğin sevdiğini iddia ettiği bir kadın
reva gördüğü muamele, verdiği acı insan olma vasıflarına aykırı! İblis’in vücut
bulduğu bir baba, bir koca, bir amca, bir ağabey ya da sevgili bende yazma
ihtiyacı uyandırıyor…
3-KAÇ TANE KİTABINIZ VAR? BUNDAN
SONRA Kİ HEDEFİNİZ NEDİR?
3.) Benim iki buçuk bebeğim varJ 2018 yılında, sosyal statüsü ve
eğitim düzeyi son derece yüksek olan varlıklı bir kadının ışıltılı hayatının
görünmeyen acı yüzünü aktarmaya çalıştığım, “Mücevher Gözlü Anka” ; 2019
yılında ise sosyal statüsü
zayıf, cahil ancak temiz kalpli bir genç kızın fuhuş mafyasının
eline düşüşüyle şekil alan hüzünlü yaşantısını kurguladığım, “Veren Gül”,
yayımlandı. Yine kadına dair kaleme aldığım üçüncü romanımı yazım
aşamasındayım.
2019 yılında, değerli yazar arkadaşlarımla birlikte kolektif bir
çalışma sunduğumuz “Karanlıktan Sızan Hikayeler” adlı korku edebiyatı türündeki
eserde; “İnanırsan…”, isimli hikayem yayımlandı.
Öncelikli hedefim ömür boyu yazmayı sürdürmek ve yazma becerimi
geliştirerek çıtamı yükseltmek. Tanınmaktan ziyade çok okunan, fikrine hürmet
edilen, bir sonraki kitabı merakla beklenen bir yazar olarak anılmak isterim.
4- SİZCE YAZAR VE ŞAİR KİMDİR? HER
YAZABİLEN KİŞİ YAZAR VE ŞAİR OLABİLİR Mİ? YA DA PİYASADA KİTABI OLAN HERKES
SİZCE YAZAR VE ŞAİR Mİ?
4.) Çokça merak edilen bir hususa değindiniz… Ben henüz emekleme
aşamasında bir yazar olduğum için bu konuda ahkâm kesmek istemem, haddim değil.
Duyguları yüreğinden, fikri zihninden taşan herkes şiir de yazar, kitap da? Kim
engel olabilir? Okurlara düşer yazarın ya da şairin becerisini değerlendirmek.
Kaleminiz çok okunuyor ise, yazdıklarınıza değen gözler buğulanıyorsa,
kahramanlarınız gönüllerde yer edinebiliyorsa işte siz o zaman bir yazar ya da
şair olarak tanımlanabilirsiniz. Naçizane fikrim budur…
5- SİZCE YAZARLIK MESLEK Mİ? YOKSA
HOBİ Mİ?
5.) Bizim ülkemizde kişinin geçimini yazarak sağlaması çok güç. Keşke
Stephen King gibi bir kariyer sahibi olabilsek ama Türkiye şartlarında bu
maalesef imkânsızla iştigal. Senaryo yazıyorsanız profesyonel anlamda
ilerlemeniz şiir ya da roman yazarlığına göre daha kolay. Sadece vakit öldürmek
için yazmıyorsanız; yazarken bir derdinizi anlatmaya çalışıyorsanız, paylaşmak
istediğiniz bir mesajınız varsa hobi ya da iş olmuş fark etmez bana göre…
Yazdığınız metin sessiz çığlığınızı haykırıyorsa amacınıza öyle ya da böyle
ulaşmışsızdır zaten. Yazmaya yeni başlayan kalemdaşlarıma maddi anlamda fazla
bir beklentiye girmemelerini salık verebilirim…
6- KİTAPLARINIZIN KONUSU VE TÜRÜ
NEDİR? OKURA VERMEK İSTEDİĞİNİZ MESAJ NEDİR?
6.) Müsaade ederseniz, “Mücevher Gözlü Anka”dan bir alıntıyla
cevap vermek isterim size: “Ben de sadece bir kadınım… Gözü dönmüş bir erkeğin
ansızın saldırmasına karı koyacak gücüm yok. Kaba kuvvet ne yazık ki senin
tanımladığın gücü kapsamıyor! Fiziken hiçbir kadın, şehvetten gözü dönmüş bir
erkeğe karşı koyamaz. Tecrübeyle sabit…”
Her yazarın mutlaka bir derdi vardır anlatmak istediği… Ben kadına
dair yazıyorum; kadına yönelik şiddet konusuna dikkat çekmek misyonum oldu.
Toplumun çeşitli kesimlerinden şiddet gören hemcinslerimin sesi olmaya
çalışıyorum kitaplarım aracılığı ile. Yazma aşamasında olduğum üçüncü romanımda
aynı ana fikre sahip.
7- YAZAN VE KİTAP ÇIKARTMAK
İSTEYENLERE BİR ŞEY SÖYLEMEK İSTER MİSİNİZ?
7.) Yazmak, süreklilik gerektirir. Eğer belli bir kurguda
ilerlemek istiyorsanız verdiğiniz her ara sil baştan başlamak zorunda kalmanıza
neden olur. Roman yazmak bir nevi yolculuğa çıkmaktır. Bir çıkış noktanız bir
de varış noktanız vardır. İki noktanın arasını doldururken çok okumalı, çok
araştırmalı, çok yazmalı, çok da silmelisiniz. İçinizden geldiği gibi yazın ama
yazdıklarınız konusunda seçici olun.
Bir metinin demlenmesi zaman istiyor… Aceleci bir yapınız varsa
öncelikle sabretmeyi öğrenmeniz gerekir. Nitelikli okuma çok önemli; duayen
yazarların her
eseri başlı başı bir ders kitabı, kılavuz niteliğinde. Büyük
yazarlar neyi, neden ve hepsinden önemlisi nasıl yazmış, OKUYUN!
8- YAYINEVİ SÜRECİNİ NASIL
BULUYORSUNUZ?
8.) Yayınevi süreci sancılı… Ben iki kitabımdan sonra iyi kötü
edindiğim tecrübeyle arkadaşlarımın iyi araştırmasını isterim. Hele ilk
kitabını çıkartmaya çalışan, adı sanı bilinmeyen bir yazar adayı için durum
hakikaten iç açıcı değil. Yayımlatsanız bile dağıtımı aşamasında pek çok
zorlukla boğuşuyorsunuz. Bir yazarın işi sadece yazmak olmalı; eserin
yayımlanması, dağıtımı ve tanıtımı yayın evinin sorumluluğunda olmalı! Şimdi
yazar menajerleri var, kulağa mantıklı geliyor…
9- SİZE SORMAMI İSTEDİĞİNİZ BİR SORU
VAR MI? SİZİN BANA HERHANGİ BİR SORUNUZ VAR MI?
9.) Sormak istemekten ziyade söylemek istediklerim var. Yazarlar
arasında dayanışma çok değerli, bizlere böyle bir imkân sağlayarak kendimizi
ifade edebildiğimiz bir platformda söyleşi yaptığınız için müteşekkirim. “7
Hayattan Püskürenler” ile “Yalancı Pollyanna” adlı eserlerinizi okumak için
sabırsızlanıyorum.
DUYGU SONGÜL KAHRAMAN: Çok
teşekkür ediyorum. Siz çok değerli bir kalem ve çok değerli bir ruhsunuz. 10- OKURLARINIZA BİR ŞEY SÖYLEMEK İSTER MİSİNİZ?
10.)Yapıcı eleştiri bir yazar için çok önemli… Okurlarımızdan ve
özellikle kitap eleştirmenlerden ricam eleştiri yaparken hakkaniyetli
davranmaları… Bizler için kitap haline gelmiş metnimizi elimize almak,
bebeğimizi kucağımıza aldığımız ilk ana benzer. “BİR KİTAP, BİN EMEK İSTER!”
BİZİMLE OLDUĞUNUZ İÇİN TEŞEKKÜR EDİYORUM
Beni konuk ettiğiniz için ben de size teşekkür ederim.
DUYGU SONGÜL KAHRAMAN
0 comments:
Post a Comment