Friday, August 28, 2020

DEĞERLİ YAZARIMIZ ORKİDE ÜNSÜR İLE YAPTIĞIMIZ RÖPORTAJIMIZ


DEĞERLİ YAZARIMIZ ORKİDE ÜNSÜR İLE YAPTIĞIMIZ RÖPORTAJIMIZ
DUYGU SONGÜL KAHRAMAN SORUYOR

1-BİRAZ KENDİNİZDEN BAHSEDER MİSİNİZ?
Ben televizyon programları, tanıtım filmleri, kısa film/belgesel yönetmenliği, yapımcılığı ve senaristliğinden gelen, sinematografik yönü ağır basan projeler üretme arzusunda olan bir yazarım. Kendimi “hikâye anlatıcısı” olarak görüyorum. Bunu tek bir film karesiyle de yapabilirim, bir romanla da…
2-YAZMAK SİZİN İÇİN NE İFADE EDİYOR? KONULARINIZIN KAYNAĞINI NEREDEN ALIYORSUNUZ?
Yazmak hem sevdiğim hem de kendimi rahat, iyi ve masrafsız olarak ifade edebildiğim bir alan. Konularımın kaynağı çeşitli yerlerden gelebiliyor. Örneğin, günlük yaşamda karşıma çıkan kimi tuhaflıklar, kötülükler; bazen kendi korkularım, öfkelerim ya da bir gazete haberi fitili ateşleyebildiği gibi sanatın farklı türlerinden bana ilham veren unsurlar da çıkış noktalarımı oluşturabiliyor.
3-KAÇ TANE KİTABINIZ VAR? BUNDAN SONRAKİ HEDEFİNİZ NEDİR?
İlk kitabım olan Lâmia - Kan Bağı (Altınpost Yayınları) adlı gotik romandan sonra konseptini oluşturduğum ve farklı yazarları bir araya getirerek proje yönetmenliğini yaptığım Aşkın Karanlık Yüzü (İthaki Yayınları), Karanlık Yılbaşı Öyküleri - Aralıktan Sızan Karanlık (Bilgi Yayınevi), Karanlıktaki Kadınlar (Bilgi Yayınevi) kitaplarından oluşan korku türündeki antolojilerim yayımlandı. Anadolu Korku Öyküleri III - Yılgayak (Bilgi Yayınevi) kitabında “Hasat” adlı öykümle yer aldım. Zeynep Çolakoğlu ile beraber yer aldığımız ve “karanlık antoloji serisi”nin son halkası olarak gördüğüm İstanbul’un Karanlığında adlı kitabımız ise pandeminin en cafcaflı döneminde, mart ortasında Karakarga Yayınları tarafından basılarak raflardaki yerini aldı. Kendilerine bu vesileyle tekrar teşekkür etmek isterim.
Şu sıralar ise (araya farklı konular ve derslerim girdiği için yazımına aralıklı olarak devam edebildiğim) Aktris adlı novellamı bitirmeye çalışıyorum. Yazarken çok keyif aldığım, ilginç bir çalışma. Umuyorum ki okurlarla buluştuğu zaman onlar da zevkle okuyacaktır.
4- SİZCE YAZAR VE ŞAİR KİMDİR? HER YAZABİLEN KİŞİ YAZAR VE ŞAİR OLABİLİR Mİ YA DA PİYASADA KİTABI OLAN HERKES SİZCE YAZAR VE ŞAİR Mİ?
Eline her kâğıt-kalem alan edebiyatçı olarak adlandırılamaz elbette ama kişi yazma işine gönül verip emek harcıyorsa bir şekilde bu kimlikleri üzerine giyecektir. Asıl önemli olan neyi, nasıl yazdığıdır. Dünyada iki tür yazar vardır: İyiler ve kötüler. Kimin iyi yazar ya da şair olduğuna herhalde öncelikle okurlar, sonra da zaman karar verecektir.
5- SİZCE YAZARLIK MESLEK Mİ, YOKSA HOBİ Mİ?
Hobi olarak kitap yazanlar olduğu gibi yazarlığı meslek olarak benimseyen, ciddiye alan ve bu uğurda fazlasıyla emek harcayan kişiler de var. Fakat ülkemizde kitap yazarak para kazanmak, yazarlık yaparak geçinmek çok zor olduğu için toplumun genelinde bu iş maalesef hobi olarak algılanıyor. Yazarların çoğu ek iş yapıyor ya da yazarlığı ek iş olarak yapıyor; hatta yazmayı emeklilik meşgalesi olarak görenler bile var.
6- KİTAPLARINIZIN KONUSU, TÜRÜ VE SİZİN OKURA VERMEK İSTEDİĞİNİZ MESAJ NEDİR?
Ben genel olarak korku çatısı altında gotik, fantastik, psikolojik gerilim türlerinde yazıyor, İstanbul’da geçen karanlık hikâyeler anlatıyorum. İkili ilişkiler, kadına yönelik her tür şiddet, aşk, doğa, yalnızlık, farklılık, tanrıça sembolizmi ana temalarım arasında... Hayata ve ölüme dair birtakım dertlerim var. Yazarken de edebiyat sanatı aracılığıyla ve sevdiğim türleri kullanarak kendimi ifade etmeye çalışıyorum.
7- YAZAN VE KİTAP ÇIKARTMAK İSTEYENLERE BİR ŞEY SÖYLEMEK İSTER MİSİNİZ?
Gönüllerinden geçeni yazmaya, üretip emek vermeye devam etsinler. Yazdıklarını tekrar tekrar gözden geçirsinler ve herhangi bir yayınevine göndermeden önce yakın ya da uzak çevrelerinden anlayışına ve objektifliğine güvendikleri bazı insanlara okutmaya çalışsınlar; onlardan görüşlerini istesinler. Mantıklı öneriler olursa dikkate alsınlar. Geleneksel yayıncılıkla kitap bastırmak istiyorlarsa sabırlı olmaya ve pes etmemeye gayret etsinler. Çünkü herhangi bir alanda popüler/ünlü biri değillerse yahut tanıdıkları, torpilleri falan yoksa özellikle de ilk kitap açısından çok yavaş işleyen, zorlu bir süreç bu.
8- YAYINEVİ SÜRECİNİ NASIL BULUYORSUNUZ?
Ben geleneksel yayıncılık metoduyla kitap bastırmayı tercih eden ve buna kıymet veren bir yazar olduğum için ilk kitabımda yolum zorlu, yorucu oldu. Para verip kitap bastırtmak elbette daha kolay ve sancısız bir süreç. Başka avantajları da vardır mutlaka. Ancak kitabınız hangi kanalla basılırsa basılsın, iş dönüp dolaşıp dağıtım ve tanıtımda düğümleniyor. Bunlar yeterince yapılmazsa emekleriniz adeta çöpe gidiyor. Ünlü ya da reklam/tanıtım bütçesi olan bir yazar değilseniz, kendi başınıza ancak bir yere kadar tanıtımınızı yapabilirsiniz. Kısacası, kolay işler değil bunlar maalesef.
9- SİZE SORMAMI İSTEDİĞİNİZ YA DA SİZİN BANA SORMAK İSTEDİĞİNİZ HERHANGİ BİR SORU VAR MI?
Hayır, yok. İlgin için çok teşekkür ederim. Bu tip röportajlar yapıp sosyal medyada paylaşarak diğer yazarlara destek olduğun için tebrik ederim.
10- OKURLARINIZA BİR ŞEY SÖYLEMEK İSTER MİSİNİZ?
Sevgili okurlarımdan ziyade genel olarak tüm kitapseverlere iletmek istediğim bir konu var aslında. Yayınevleri, kitap ekleri ve özelikle de ana akım medya tarafından sürekli reklamı yapılıp köpürtülen popüler (ya da popülerleştirilmeye çalışılan) yazarlardan ziyade Türk Edebiyatı’nda kalem oynatan ve keşfedilmeyi bekleyen farklı/yeni yazarlara şans vermelerini öneririm. Okurlar bence önyargılarından sıyrılmalı ve kendilerine dikte edilen eserlere hemen yönelmektense, içgüdülerine de güvenmeyi öğrenmeli; hatta ara sıra “kitap kumarı” oynamaktan çekinmemeliler. Kim bilir, belki de karşılarına çok güzel sürprizler çıkacaktır…
BİZİMLE OLDUĞUNUZ İÇİN TEŞEKKÜR EDİYORUM.
DUYGU SONGÜL KAHRAMAN

0 comments:

Post a Comment

 

Bir Kitap Bin Yürek Published @ 2014 by Ipietoon