DEĞERLİ YAZARIMIZ YILMAZ ALİ İLE YAPTIĞIMIZ RÖPORTAJIMIZ
DUYGU SONGÜL KAHRAMAN SORUYOR
1-Bize kendinizden bahseder misiniz?
YILMAZ ALİ: Ben Yılmaz Ali. 1974
Gaziantep / İslâhiye doğumluyum. 1994 yılından beri Antalya’da yaşıyorum. İlk,
orta ve lise eğitimimi Gaziantep’te, yüksek öğretimi Atatürk Üniversitesi
Turizm ve Otel İşletmeciliği bölümünde tamamladım. İyi derece İngilizce
biliyorum, aynı zamanda İngilizce-Türkçe dillerinde sözlü ve yazılı yeminli
tercümanlık belgesi sahibiyim. Yabancı dillere çocukluğumdan beri ilgi duyduğum
bir alan. Aynı zamanda iyi derece Almanca, orta derece İsveççe ve Norveççe
biliyorum.2- Yazmak sizin için ne ifade ediyor? Konularınızın kaynağını nereden alıyorsunuz?
YILMAZ ALİ: Bu soruya
Bukowski’nin “Ben yazmayı seçmedim, yazmak beni seçti” sözüyle başlamak
istiyorum. Yazmak kimine göre aşk, kimine göre tutku olsa da benim için sorumluluk.
Öncelikle toplumun sorunlarını iyi değerlendirip kendimce çözüm yolları içeren
edebi eserler bırakmak arzusundayım. Edebiyat dünyasında iz bırakacak eserlerle
yer almayı çok isterim.
3- Bugüne kadar yayınlanmış kaç
kitabınız var? Bundan sonraki hedefiniz nedir?
YILMAZ ALİ: İlk kitabım Mayıs 2019, ikinci kitabım Hanan Bey ise
Ocak 2020 tarihinde piyasaya çıktı. Her iki kitabım da Ateş Yayınları
etiketiyle çıktı. Ayrıca baskıya hazır iki dosyam daha var. Malum Covid 19
denen çok zorlu bir süreçten geçiyoruz. Süreç normale döndüğünde kitaplarım
baskıya girecek. Öte yandan yeni bir projeye daha başladım.
4- Sizce yazar ve şair kimdir?
Her yazabilen kişi yazar veya şair olabilir mi? Piyasada kitabı olan herkes
yazar veya şair mi?
Öncelikle bu güzel soru için size teşekkür etmek istiyorum. Her
şeyden önce yazar ve şair olabilmek için çok kitap okumak lazım. Edebiyatı iyi
anlamak ve kuralları bilmek gerekiyor. Herkes yazabilir ama bence bu işin
jürisi kesinlikle okurdur. Bu bağlamda her kitap çıkaran yazar veya şair olamıyor
maalesef. En nihayetinde kimin yazar, kimin şair olduğuna okur karar verir.
5- Sizce yazarlık meslek mi, yoksa hobi mi?
YILMAZ ALİ: Ne yazık ki günümüzde yazarlık yaparak geçimini
sağlayan çok az insan var. O nedenle hemen her yazar, yaşamını sürdürebilmesi
için başka bir meslek yapmaktadır. Samimi olmak gerekirse gönül ister ki
yazarlık meslek olsun. Çünkü edebiyat çok ciddi bir alan, hobi olarak yapılacak
kadar basit değildir.
6- Kitaplarınızın konusu ve türü
nedir? Kitaplarınızla okura vermek istediğiniz mesajlar nelerdir?
YILMAZ ALİ: Roman yazıyorum ve genelde yaşanmış hikâyeleri konu
alırım. Kitaplarımda bu yönde mesajlar vermeye çalışırım. Örneğin her kitabımda
mutlaka kadın haklarını savunan mesajlarım vardır. Hayvanları korumak adına
mesajlarım olur. Hepsinden önemlisi eğitimin önemini daima işlemeye çalışırım.
Sosyal bir kişiliğe sahibim ve doğal olarak çok insanla diyalog halindeyim.
İnsanların yaşamlarına dokunmayı ve yaşanmış olaylardan ders çıkarmayı ilke
edindim. Sırf o yüzden okurlarım beni genelde dramcı yazar olarak
nitelendirirler.
7- Yazar adaylarına ve yeni kitap
çıkaranlara neler söylemek istersiniz?
YILMAZ ALİ: Edebiyat çok geniş bir alan ve kimsenin tekelinde
değildir. Yeni yazanlar ve yazar adaylarına hep destek olmuşumdur. Eğer biri
yazmak istiyorsa yazsın, zaten yazar olup olamayacağına okur karar verecektir.
Her platformda yazar adaylarına desteğimi gösteriyorum. Elimden geldiği
kadarıyla yazar adaylarıyla tecrübelerimi paylaşır ve yardımcı olmaya gayret
ederim. Yalnız yazar adaylarına bir sözüm olacak “Edebiyat dünyasına girmeden
önce edebiyatı iyi öğrensinler” derim.
8- Kitap çıkarma sürecinde
yayınevinin rolü nedir? Süreç nasıl işliyor?
YILMAZ ALİ: Bir kitabın ortaya çıkması için birçok evreden geçmesi
gerekiyor. Yayınevi de bu işin hiç kuşkusuz en önemli ayaklarından birisidir.
Çünkü yazar dosyasını tamamladıktan sonra Kültür ve Turizm Bakanlığına eser
başvurusu, bandrol, editörlük, kapak tasarımı, dizgi, mizanpaj ve matbaa
işlerini yayınevi üstleniyor. Bütün bu işlemleri tamamlayan yayınevi dosyayı
edebi bir eser haline dönüştürüyor. Bu önemli süreci yazar iyi takip etmeli ve
gerektiğinde müdahil olmalıdır.
9- Size sormamı istediğiniz bir
soru var mı?
YILMAZ ALİ: Bana sormanızı istediğim soru, “Edebiyat sizin için
neyi ifade ediyor?” olurdu.
Cevabım; Arapçadan dilimize
“adabiyyat” olarak giren edebiyat kelimesinin kökeni ‘adb’ yani gördü, terbiye
ve konuk ağırlama adabı anlamına gelir. Kelime anlamına bakıldığında edebiyat
çok kıymetli bir gömlek gibidir. Bence onu ancak taşıyabilen giymeli. Yani
edebiyat yapan kişinin görgü, terbiye ve adabına çok dikkat etmesi gerekiyor.
10- Okurlarınıza bir mesajınız var mı?
YILMAZ ALİ: Henüz yolun
başında bir yazar olmama rağmen ciddi bir okur kitlesine sahibim. Bunu sosyal
medyada ve katıldığım fuarlarda rahatlıkla görebiliyorum. Bu bağlamda
okurlarıma çok teşekkür ediyorum.
Okurlarımdan isteğim eksiklerimi
gördükleri yerde beni eleştirmekten kaçınmasınlar. Çünkü yapıcı her eleştiri
bana bir şeyler öğretmiştir.
Bize vakit ayırıp sorularımızı açık yüreklilikle cevapladığınız
için okurlarım adına teşekkür ediyorum.
Asıl bana bu fırsatı verdiğiniz için ben teşekkür ediyorum. Size
de yayın hayatınızda başarılar diliyorum.
Yorum, öneri ve eleştirileriniz için İnstagram adresim: @yilmazaliofficial
DUYGU SONGÜL KAHRAMAN
1 comments:
Sevgili Duygu Songül KAHRAMAN'a samimi röportajı için teşekkür ediyorum. Güzel soruları cevaplamak benim için büyük zevkti.
Post a Comment