4 Temmuz 2020 Cumartesi

Kybele’nin Varisleri Fatma Türkdoğan | YILKAD YAYINLARI


 Kybele’nin Varisleri

|
Sayfa Sayısı: 108
Duygularının içinde göçebe gibi yaşayarak, karanlıktan aydınlığa çıkmaya çalışan, umuda ve özgürlüğe susayan insanın öyküsüdür Kybele’nin Vârisleri. Gelenekçi, tutucu, insan duygularına kapalı bir toplumun enkazı altında kalan yaralı kadınların yaşamını gerçeklik masasına yatıran Fatma Türkdoğan, başarılı kurgu ve sıra dışı anlatımıyla okuru üzerinde durulması gereken düşünce mantığının içine çeker. Buna karşın bu enkazın altında kalmayan yaşamları ironiyle gerçeğe yaklaştırır. Kırsal izlekli bir anlatımla ayrıntıyı görünür kılar. Doğa betimlemeleri öykülerin zenginliğini oluştururken, konuşmalarda yerel ağzın kullanılmasındaki ustalık dikkat çekicidir. Sık sık temiz yüreklerin kapısını çalar. Kişinin gizlemek zorunda kaldığı duygularına dokunur. Kybele’nin Vârisleri kendine direnmekten korkmayanların; düşten öte bir vakitte okunması gereken öyküleridir.

Kitap Yorumum: Bir çok değerli öykülerin bulunduğu harika bir eser Kybele'nin Varisleri.
Bir öykü de Mustafa kemal Atatürk olmasaydı ne yapardık ? sorusunun cevabı çok güzel anlatılmış.
Başka bir hikayede reerkarnasyon var mı sorusunu buluyorsunuz.
Başka bir öykü de kadın olmanın zorluklarını, toplumun kadından istediklerini görüyoruz. Kadının şiddete nasıl maruz kalıp sevdiğine nasıl pişman edilir? Anadolu kadını aslında ne kadar güçlüdür sorusunun cevabını görüyoruz.

Kitabın içindeki öykülerden yola çıkarak bir kaç toplumun dayattıkları ile kadınların yaşam biçimine değinmek isterim. Kadın asla robot değildir. Kanlı canlı duyguları olan, sevilmek-sevmek isteyen değerli bir varlıktır. Kadının eşinden bekledikleri ile bazı erkeklerin verdikleri/ yaşattıkları uyuşmadığında toplumun onayladığı bu erkekler kadınlara bazen vahşeti yaşatıyor. Tıpkı yüzüne kezzap atılan öyküdeki kadın gibi. Tıpkı eşi başka yaban ellerde çalışma ayağına yatıp başka kadınlar ile birlikte olurken kadından evinde duygusuz bir şekilde yıllarca beklemesini bekleyen köhnemiş zihinler gibi. Kadınlar onurlu olması beklenir iken erkeklere sonsuz özgürlük veren toplum hataları inatla ortaya çıkartıyor.
Aslında olması gereken karşılıklı güven, saygı ve duygu birliğidir. O olmadığı zaman ayrılmak erdem-hak  olmalıdır. Ama toplumdaki bazı kişiler  dul kadına bakış açısı ile kadını zehirlenen evliliklere mahkum ediyor.
En değerli kadın ise her ne şartlar olursa olsun kendi ayakları üzerinde kalmayı başaran kadınlardır. Tıpkı yüzüne kezzap atılmasına rağmen kendi ve çocuklarına harika bir yaşam kuran o bayan gibi.
Yazarımızın kalemi daim olsun.
DUYGU SONGÜL KAHRAMAN

0 yorum:

Yorum Gönder

 

Bir Kitap Bin Yürek Published @ 2014 by Ipietoon