Haris Kadınlar
Eski bir fotoğraf karesi gibi renkleri solmaya yüz
tutmuş bir dolu yaşanmışlık... Konuşmalar, gülüşmeler çizik bir bant kaydı
kadar cızırtılı, belli belirsiz bir unutkanlık, bir korku hali, bir tereddütler
yığını yaşanmışlıkların ardından yaşanacakların beklentisi. Bir adım sonrasında
ne olacağının bilinmezliği içinde telaşlar başlıyor geçen yılların ardından.
Bunca yaşanmış şeyin ‘an’ kadar bile yer tutmadığını gördüğümüz ömrümüzde,
miyadını dolduran her anı, bizi yenileriyle tanıştırmak üzere çekiliyor hayatımızdan,
görevini tamamlamış bir anka gibi. Yeniler, eski yaşanmışlıkların küllerinden
mi doğuyor bilinmez ama eskilerin izi hep bizimle kalıyor galiba...
Ve insan, yine de bir mucize bekliyor bazen. Her
şerrin ardında var olduğunun öğretildiği hayrı bir an önce görmek istiyor
belki. Sabrı tükenmekte olan vicdanda kasırgalar kopuyor. ‘İsyan’ hiçbir dini
öğretide yeri olmasa da ‘insan’ı ele geçiriyor. Kapkara toprakta bir gül
bitiyor sonra.
Kırmızı…
Tek bir gül.
Bütün hüznü yırtıp atarcasına kurak çalılıkların
ortasında boy veriyor. Minnetsiz var oluşu hatırlatıyor.
İnsan, sabırsızlığından utanıyor.
KİTAP YORUMUM: Kitapta yazarımız Çocukluğundan itibaren çevresindeki kadınlardan yaşadıklarını anlatmış. Kadın, kadının düşmanıdır diye boşa denmemiş. Böyle maalesef canlı örnekler var. Bazı kadınlar maalesef açık kapatmak yerine, açıklarını bulup onu kullanma derdindeler. Kendinden üstün kişiyi görmek istemeyen, bencil bakan bazı kadınlar. Oysa asıl olan birbirimizin başarılarından mutlu olmak. Sonuçta bir hemcinsimiz öne çıksın diye bakmak lazım.
Bunu sade dili ile kitapta görüyoruz.
Hülya karakteri yaşadıklarına rağmen mutluluğu yakalayabildi mi?
Misyonu olan güzel bir kitaptı. Kesinlikle tavsiyemdir.
#alıntı
Hülya yaşanan kötü bir deneyimi daha yine işine sarılarak ve kendi ruhuna
yönelerek atlatıyordu. Başarıyordu da. Bir daha hayatını güzelleştirmenin
çözümünü bir erkekte aramamaya kesin karar vermişti.
DUYGU SONGÜL KAHRAMAN
0 comments:
Post a Comment