İğde Ağacı
İki ayrı hikâye, iki ayrı yolculuk...
"Hayat bir şölen tadında yaşanmalı... Yanan
odunun kokusudur güzel olan; çıtırdaması, yüzünüzü kavurması... O her biri ayrı
şekillerde yaratılmış olan kar tanesi, eğer yağarken yüzünüze değmiyorsa; ne
güzelliği olabilir yağıyor olmasının! Bir kafeteryada zaman geçirmek için
içtiğiniz çayın ne lezzeti olabilir, hissetmiyorsanız! Tören gibi olmalı o
çayın her yudumu.
Tekrar ediyorum; hayat bir şölen tadında
yaşanmalı... Baharda yaprakların açılışını ya da böceklerin kanat
vuruşlarını, bir kuşun yalnız ağlayışını veya su birikintisi etrafında tartışan
kurbağaların seslerini duymak, işte bunlar hayatı şölen tadında yaşatan
şeyler."
"Aşk akıl tutulmasıdır, evet böyle düşünüyorum.
Ve sanırım senden daha az âşık değilim. Çünkü ben de artık gitmek istemiyorum.
Kalmak, seninle olmak istiyorum. Hatta şu an burada senin omzunda ölüp gitsem,
bu beni mutlu eder. Anlamı var mı? Yok! İnsan ölüp gideceğini bilse mutlu olur
mu yine de? Akıllıca mı bu? Hayır! Ama zaten aşk da bu."
KİTAP YORUMUM: Yazarın Kulübe kitabından sonra okuduğum 2. kitabıydı. Yine bu kitabında da 2 öykü var. 1. öykü İğde Ağacın da Adam her ne kadar kabul etmese de yazardı. İlhamını İğde ağacının altına oturarak insanları izleyerek ve genelde yağmurlu günlerde kafasında ilişkiler yaşamış gibi hayal kurarak öykülerini yazıyordu. Bir gün yine iğde ağacının altında hiç ummadığı bir şekilde bir kadın ile karşılaşır. Bu kadın onun hayatını tamamen değiştirecek birisidir aslında. İkisi de aslında hayata bakış açıları hayal etmekten geçiyordur. Zaman makinasını birlikte çalıştırırlar. Bu onlara çok şey kazandıracaktır. Adam o kadar kısa sürede kadınla aslında çok şey paylaştığını fark eder. Kader ağlarını örmüştür bir kere. Öyküden öğrendiğim ders; hiç bir şey imkansız değildir. Eğer bir yerde aynı anda kalpler atmaya başladıysa ne kadar süre vakit geçirdiğin değil, ne kadar kaliteli vakit geçirdiğindir önemli olan. Kadın ile adam tekrar karışlaşacaklar mı? Bunun için kitabı okumanız lazım. Tüyo vermeyeceğim. :)
2. öykü olan Tanrıların Dağında ise Gülçin ile Mehmet'in hikayesini okuyoruz. Gülçin motosikleti ile tatile gitmeye karar verir. orada Mehmet ile karşılaşır. Mehmet yaşadıklarını Doğadan aldığı enerji ile iyileştirmeye çalışan birisidir. Gülçin ile ortak çok noktaları vardır. Öyküden öğrendiğim ders; doğa iyileştirir. Gerçek bir ilişki her zaman bir şekilde karşımıza çıkar. Yeter ki görmesini bilelim. Keyif alarak öğretiler alarak okuduğum 2. kitabıydı yazarın.
DUYGU SONGÜL KAHRAMAN
0 comments:
Post a Comment