BİR SES BÖLER GECEYİ / AHMET ÜMİT
Dolunayın ışığında bir
köy mezarlığı... Mezarlığın duvarına çarpan bir cip. Gecenin karanlığında
uçuşan düşler. Issız köyün ortasında kocaman bir cem evi. Konuğunu yitirmiş bir
mezar. Cem töreninde arınmayı bekleyen bir ölü. Bu olanların sessiz tanığı, bir
araştırma görevlisi. Yıkılan idealleriyle, sürüp giden yaşamı arasında sıkışıp
kalmış bir adam. Alevi inancına farklı bir bakış. Mistik bir gerilim romanı...
"Gözüne kestirdiği dal parçasını çekerken çalılığın
arkasında bir karartı fark etti. Feneri oraya doğru tuttu. Yanılmamıştı, az
ilerde yeşil renkli bir mezar taşı mahzun bir edayla onu süzüyordu. Bu defa
korkmadı, hatta içinde, 'Bu mezar neden mezarlığın dışında?' diye merak bile
uyandı. Bir-iki adım daha yaklaştı. Ama bu mezar bozulmuştu, iki yanında toprak
birikintileri yığılıydı. Yeni bir ürperti dalgası sardı bedenini. Mezarın içini
görmemesine karşın, upuzun yatan ölünün yer yer etleri dökülmüş yüzü geldi
gözlerinin önüne. Öte yandan aklı hâlâ mantıklı bir açıklamanın peşindeydi.
Belki de bu mezar henüz ölmemiş biri için kazılmıştı. Neden olmasın? insanların
ölmeden önce de mezarlarını hazırladıklarını biliyordu; iyi de, kazmakla
hazırlamak arasında büyük fark vardı. Belki yeri alınır, hazırlıklar yapılırdı
ama ölmeden mezar kazdırılır mıydı? Belki de bu mezarı aç kalmış vahşi bir
hayvan açmıştı. Eğer öyleyse mezardaki ölüyü paramparça etmiş demekti. Doğrusu,
böyle bir görüntüyle karşılaşmak istemezdi. Yine de merakı ağır bastı;
cesaretini toplayıp el fenerini mezarın içine doğrulttu. Mezar gerçekten de
boştu."
KİTAP YORUMUM: Süha yolunu bir türlü bulamaz kaza yapar. Kaza sırasında kafasını da çarpar. Yardım istemek için bir köye gider ve orada cemevini görür. kendisi de alevi olan Süha kendi geçmişini ve orada yaşananları analiz etmeye çalışır.
Onu fark etmeleri ise kaçmasına neden olacaktır.
Kamyon şöförünün onu bulması ile kafası karışan Süha tüm yaşananlara anlam veremez. Acaba gördükleri kafasının bir oyunu mu yoksa gerçekten gördükleri doğrumu?
Kitaptan fazla beklenti içine girmezseniz belki güzel bir kitaptı.
DUYGU SONGÜL KAHRAMAN
0 comments:
Post a Comment