Thursday, November 21, 2019

Çanta Yazar: Rıfat Gürkan


Çanta
Sayfa Sayısı: 256
Kapının diğer tarafinda, bağırarak konuşarı insanların sesleri beni yeniden uyandırrrnştı. Ne zamandır burada olduğumu hiç bilmiyordum. Zaman kavramı benim için çoktan yok olmuştu. Beynim, öylesine durmuştu ki bağrışmalar algılayacağım bir sese dönüşmüyor sadece boğuk sesler duyuyordum. Kapının diğer ucunda bana yardım edecek birilerinin olabileceğini düşünmüştüm. Gücümü son bir kez toparlayıp İmdat! Diye haykırdım. Üzerime yığılmış bir karabasan çığlıklarıma engeloluyordu. Çığlıklarımı neredeyse ben bile duyamıyordum. Biraz sonra o boğuk seslerde kaybolmuştu. Daracık odaya çöken sessizliğin içinde, kaybolan hayallerimle baş başa kalmış, gözyaşlarırnın sıcaklığıylayeniden uykuya dalrnıştırn... Birileri kapıyı açmak için kilidiyle oynuyordu. Artık tamamen sonumun geldiğini düşünmüştüm. Sonsuz sessizlikteki halime, nefes almayarak daha da sessizlik katmak istedim. Ne kadar gözlerimi yumsam da kapının açıldığını fark edince gözlerimi fal taşı gibi açrnıştım. Lacivert takım elbisesinin altına ayna gibi parlayan bir çift ruganda görüyordum. Ayakkabıların ayna gibi parlayan ucunda ne hale geldiğimi görmek istemiştim ancak iki iri el beni omuzlarımdan tutarak kaldırdı. Canımın yanmasıyla bağırmam bir olmuştu. -Ne bağırıyorsun lan! Üç gün daha tıkayım seni buraya istersen, şimdi çeneni kapa ve sakince dinle beni anladın mı lan ... Karşımda, dazlak başı geniş omuzları üzerinde çok küçük duran orta boylu bir adam vardı. Konuşurken susuzluktan kurumuş gibi olan kalın dudaklarını diliyle sürekli ıslatıyordu. Beni havaya kaldırırken hiç zorlanrnamıştı, kolları giydiği takım elbiseyi neredeyse yırtacak genişlikteydi. Bana bunları söylerken yüzünde bu bir emir ama rica ediyorum der gibi bir hava vardı. Derinlerine gömdüğü merhameti belki de o halimi görünce biran dışarı çıkmak istemişti... Kaşlarını kaldımuş bilye büyüklüğündeki yuvarlak gözlerini gözlerimin içine dikmiş benden gelecek cevabı bekliyordu.

KİTAP YORUMUM: Kitap sıradan çekirdek aile de gelişen , Anadolu da yaşayan bir aileyi anlatırken birden bire gerilim kitabına dönüşüyor.
Kitapta maskelerin önemine de değinilmiş ki bende aynı fikirdeyim. Yani hangi kariyerde olduğu,mertebesi vs bunlar asla insan olamadıysa kişi yeterli değil. Yani kişi kötü olmayı seçtiyse bulunduğu konumu da lehine kullanacaktır.
Uyuşturucu tacirlerinin eline düşen Selvi ilk şoku atlattıktan sonra ne yapacaktır. Bazen ayakta kalmak için şartlar ne gerekiyorsa o şartlarda ayağa kalkmaya çalışırız.
Yaşlı adam içinde bulunduğu şartlara rağmen Selvi'ye yardım etmeye çalıştı. Ya da gerçekten yardım etmek miydi amacı?
Aslında kitabın konusun misyonu büyük ama bazı yerler çok daha heyecan katarak yazılabilirdi gibi hissediyorum.  Bazı bölümler gerçekten okura çok heyecan vermemiş.
Öğretiler
-Maskelere inanma
-En iyi dost yanında olandır. Bunun için de kan bağı gereksizdir.
-En kötü yerde bile bazen zambaklar açabilir. En iyi yerde bile bazen dikenler batabilir.
-Eğitimci olmak özveri gerektirir.
-Bize verilen iyilikleri bizde başkalarına yaparak minnet borcumuzu ödersek dikenli yollar daha kolay aşılır.
DUYGU SONGÜL KAHRAMAN

0 comments:

Post a Comment

 

Bir Kitap Bin Yürek Published @ 2014 by Ipietoon