-AYAZ - MELİKE MELİS - KENT KİTAP-
Bazen kaybederiz; umudumuzu,
sevdiklerimizi ve sonunda kendimizi…
Hayata yenik başladığını düşünüyordu.
Çok şey kaybetti, kaybederken kazandıklarını hiç görmedi.
Ayaz, bir insandan çok bir coğrafya idi.
O coğrafyanın en sert özelliklerini taşıyan bir adam ve onun çileli yolculuğu.
Puslu bir vakitti sarmalayan o gece şehri… Gökyüzünde çatırdayan bir depremin dalga dalga yayılan kükreyişinde uyandı gecenin öksüz kuşları.
Utandı bulutlar bu arsızlığa, döktü usulca gözyaşlarını uzakların ötesinden izlediği sonsuzluğa.
Şimdi kahrolası bir rüzgâr taşıyordu arşın saf ruhunu.
Art arda çakan şimşeklerin böldüğü gecede, bu koca şehrin kirli sokaklarında bir adam yürüyordu yine, her adımda ezerek gecenin yüreğini.
Parkasından kan damlıyordu kimsesizliğin orta yerine, kimselerin haberi yoktu yaralanmışlığından.
Ve sabah henüz çok ötelerdeydi, son veremezdi gecenin yeryüzündeki hâkimiyetine.
Sokak lambaları bile korkup sinmişti karanlığa; bütün ışıkları söndüren karanlık sadece kendi görsel şölenini izletiyordu o gece kâinata.
Bir adam, eli yüzü kan içinde, attığı adımlar idrakinden hür; yürüyüp gittiği yol meçhul.
Aniden yandı gece, korktu sokaklar, bir nara kopup geldi ötelerden. Yaralı olan durup dinledi bu haykırışı; baktı gökyüzünün en karanlık katına.
Bir ses daha böldü geceyi; bir ses durdurdu atan bir yüreği. Yığılıp kaldı yaralı olan, şehrin kirlenmiş sokaklarına. Kimseler şahit olmadı bu cinayete, gecenin karanlığından başka.
(Tanıtım Bülteninden)
Sayfa Sayısı: 320
Baskı Yılı: 2016
Dili: Türkçe
Yayınevi: Kent Kitap
Hayata yenik başladığını düşünüyordu.
Çok şey kaybetti, kaybederken kazandıklarını hiç görmedi.
Ayaz, bir insandan çok bir coğrafya idi.
O coğrafyanın en sert özelliklerini taşıyan bir adam ve onun çileli yolculuğu.
Puslu bir vakitti sarmalayan o gece şehri… Gökyüzünde çatırdayan bir depremin dalga dalga yayılan kükreyişinde uyandı gecenin öksüz kuşları.
Utandı bulutlar bu arsızlığa, döktü usulca gözyaşlarını uzakların ötesinden izlediği sonsuzluğa.
Şimdi kahrolası bir rüzgâr taşıyordu arşın saf ruhunu.
Art arda çakan şimşeklerin böldüğü gecede, bu koca şehrin kirli sokaklarında bir adam yürüyordu yine, her adımda ezerek gecenin yüreğini.
Parkasından kan damlıyordu kimsesizliğin orta yerine, kimselerin haberi yoktu yaralanmışlığından.
Ve sabah henüz çok ötelerdeydi, son veremezdi gecenin yeryüzündeki hâkimiyetine.
Sokak lambaları bile korkup sinmişti karanlığa; bütün ışıkları söndüren karanlık sadece kendi görsel şölenini izletiyordu o gece kâinata.
Bir adam, eli yüzü kan içinde, attığı adımlar idrakinden hür; yürüyüp gittiği yol meçhul.
Aniden yandı gece, korktu sokaklar, bir nara kopup geldi ötelerden. Yaralı olan durup dinledi bu haykırışı; baktı gökyüzünün en karanlık katına.
Bir ses daha böldü geceyi; bir ses durdurdu atan bir yüreği. Yığılıp kaldı yaralı olan, şehrin kirlenmiş sokaklarına. Kimseler şahit olmadı bu cinayete, gecenin karanlığından başka.
(Tanıtım Bülteninden)
Sayfa Sayısı: 320
Baskı Yılı: 2016
Dili: Türkçe
Yayınevi: Kent Kitap
KİTAP YORUMUM
Ayaz, annesini çocuk iken kaybedince erken
büyümek zorunda kalan idealleri olan bir gençtir. Maddi sorunları olmasına
rağmen hep ayakta duran kimseden bir beklenti içine girmeyen dışarıdan sert
görünmesine rağmen oldukça duygusal birisi. Hayatı hep sevdiklerinin ölümlerini
görmek ile geçmiş. Sürekli okuyarak kendini yetiştirmesi bir yana ve sürekli
yazarak ifade ettiği belki de en değerli dostu defteri.
Ayaz'ı okuyunca insan kendini çok
zayıf hissediyor. Belki de tekg üç hayatta dimdik durabilmek. Bunun maddiyat
ile de alakası yok. Kimseye zayıf tarafını göstermemek. Ayaz istese çok başarılı bir iş adamı da
olabilirdi ya da değerli bir politikacı, Satış temsilcisi ya da reklamcı. Ama
bunların hiçbirini tercih etmedi. Hep bir işaret bekledi Yaradan dan. Varlığını
yaşadıklarını sorgulaması onu dışarıdan asi, ulaşılmaz, öfkeli bir ruh haline
soktu. Oysa Ayaz'ın tek isteği yaşadıklarına cevap bulabilmek. Oysa o da herkes
gibi imtihan ediliyordu. Ayaz'ı en güzel kızlar bile o karanlık dünyasından
çıkaramaz iken acaba hangi yolu tercih edecek? Bunun cevabı için labiret içinde
bulunan Ayaz'ın hayatını okumalısınız. Ayaz bizler gibi sıradan görünse de
aslında her insanın hayatında olması gereken gerçek o mu? Cevabı kitapta.
Ben okurken gerçekten keyif aldım.
Hele son yüz sayfa da uyutmuyor. isterse sabahın 5' i olsun meraktan yine
okumak durumunda kalıyorsunuz.
Melike Melis'in kalemini hepimiz
biliyoruz. Duygusal satırlara imza atarken bu kitapta karşımıza ne istediğini bilen,
sorgulayan susmayan, korkmayan bir
gencin profilini çizmiş.
Özetle okumalısınız. Kalemin daim olsun
Melike Melis. Devamını, yeni eserlerini bekliyoruz. Ayaz kitabının seri olması
gerekiyor kişisel fikrim budur.
DUYGU SONGÜL KAHRAMAN
0 comments:
Post a Comment