Namusum ve Şerefim Üzerine And İçerim 2
KİTAP SAYISI : 378
Yazar: Şerife B. Gülseçgin
Ağlıyordu o mis kokulu toprak. Üzerinde bin bir çeşit nimetin yeşerdiği, rüzgarla oynaştığı o huzurlu günler neredeydi? Oynayan çocukların neşeli seslerini bıçak gibi kesen, o tazecik fidanları ezen bu merhametsiz çizmeler kimlere aitti? Bereketli bedenini parçalayan o bombaları kimler atıyordu? Feryat-ı figanını duyan yok muydu?
Toprak içli içli ağlarken, sakin bir mırıltı duydu yanı başında… Sanki birisi sarılıyordu kanlı bedenine. Kimdi bu? “Korkma”, dedi o ses. “Benim, ben. Mehmet. O Mehmet… Bedir’deki, Gelibolu’daki, Sakarya’daki Mehmet… Bak, yine koştum sana. Gözyaşlarını silmek, yaralarını sarmak için. Yolunda ölmek için koştum sana… Haydi, sil gözyaşlarını artık.”
Aşık ile maşuk vuslata ererken, toprak onu sevgiyle bağrına basıyor, Mehmetçik de bütün bedeni ile örtüyordu toprağı. Biliyordu ki aşk, “benim” diyebilmek, yar yoluna baş koyabilmektir. Korumadığı, sarmalamadığı, siper olamadığı sevgiliye “yar” diyebilir miydi hiç?
Ey, Şehr-i İstanbul. Ey, kainatın en güzel diyarı… Sen değil misin dünyayı cazibedarına sürükleyen… Sen değil misin uğruna nice kanlar dökülen… Ne var ki; sen, Sultanahmed-i Ayasofya’ya sevdalısın ezelinden. Süleymaniye’yi şahit tutmuşsun bu sonsuz aşkına, Mihrimah’ın sırrına ererken. Bak, uykusuz gecelere mahkum ettiğin Fatih selam veriyor, sen şiirlerini okurken…
(Tanıtım Bülteninden)
kitap yorumum: Bu vatanın ne kadar kıymetli ve paha biçilemez olduğunu okurken bir kez daha anlıyor ve tüyleriniz diken diken oluyor. Ölüme koşan askerler, yaşabilirlerse Hatice ananın, Banu hemşirenin ve nice beyaz gönüllü meleklerin eşliğinde hayata dönmeye çalışıyorlar. onların tek derdi tekrar cepheye koşup düşmanı kovmak. Bu bölümde Faik'i çok farklı bir karaktere bürünmüş görüyoruz. Faik artık abisinin yanında cephede gönüllü savaşanlardan birisi. Yaralansa bile artık onun amacı vatanını tekrardan işgalden kurtarıp özgür olduğu günlere dönebilmek. Vatan aşkı öyle bir şey çünkü hiç bir nedene bağlanmadan kadın erkek demeden savaşmak. Rabbim şehitlerimize rahmet eylesin diyorum.
Yıllar sonra evlerine dönebilen Faik ve Tevfik artık 2 çocuk babası kişilerdir. Maviş ile mutluluğu devam eden Tevfik, Bahire ile yeniden tanışmış gibi evliliklerine şans tanıyan faik, Hatice hemşire ile eşi ve kızları, Fitnat ile 2. baharını yaşayan eşi, Banu ile tekrardan hayata dönen yeni eşi ve bir çokları içinizi ısıtıyor.
Yediğimiz her lokma ölmeyi severek kabul eden şehitlerimizin sayesinde. Böyle güzel duyguları anlatan eserleri çok seviyorum. İşgalden kurtulan ülkemizin o zaman dilimindeki ruhlarını hissederken şükretmemizin önemi bir kez daha önem kazandı. Tarih severlere mutlaka tavsiyemdir.
DUYGU SONGÜL KAHRAMAN
0 comments:
Post a Comment