DEĞERLİ YAZARIMIZ ENDER ÖZDEN İLE YAPTIĞIMIZ RÖPORTAJIMIZ
DUYGU SONGÜL KAHRAMAN SORUYOR
1-BİRAZ KENDİNİZDEN BAHSEDER MİSİNİZ?
ENDER ÖZDEN: Aslında biraz öfkeli bir tipim. Sisteme, düzene,
önyargılara, hayatı sadece kendi için yaratılmış sananlara çok kızgınım. Onun
haricinde merhametli olmaya çalışan bir yapım var. Merhametliyim, sevecenim,
iyi niyetliyim, ben karıncayı bile incitmem laflarını kendi kendime söylemeyi
ve bunu kendisi için söyleyenleri ciddi manada yadırgarım çünkü hayat çabadan
ibarettir. Hiç kimse çok iyi, çok sevecen, çok merhametli olamaz sadece buna
çabalar. Öfke merhameti, yapılan kötülük iyiliği, sevilmemek sevmeyi engelleyebilir,
önüne geçebilir. Siz bu engellere rağmen çabalar, bazen başarır, bazen
nefsinize yenilir ve yanlış davranışı seçersiniz.
İşte ben de tam olarak böyle
sıradan, standart bir insanım.
2-YAZMAK SİZİN İÇİN NE İFADE EDİYOR? KONULARINIZIN KAYNAĞI NEREDEN
ALIYORSUNUZ?
ENDER ÖZDEN :Yazmayı şunu ya da bunu ifade ediyor diye bir kalıba
sokamam. O anki duygu durumuma göre değişir. Genel bir ifade şartsa seviyorum,
keyif alıyorum demek en doğrusu olacak. Şunu da belirtmeliyim ne kadar sevdiğim
bir iş olsa da bu pandemi döneminde tek bir satır dahi kaleme almadım,
alamadım. Ruh halim müsaade etmedi…
Konuların kaynağına gelecek olursak sadece hayallerim diyebilirim.
Esinlendiğim, örnek aldığım kimse yok. Takdir ettiğim, beğendiğim çok yazar var
elbet. Ben yürürken bile boş bir kafa ile yürümem, beynimin içinde hep bir film
oynar. Bazen soymak isteyen birkaç serseri bana saldırır, bazen zorda kalmış
birine yardıma koşarım, arada bir fantastik bir kahramanı kurgularım beynimde.
Bu böyle döner durur, hiç bitmez.
3- KAÇ TANE KİTABINIZ VAR? BUNDAN SONRAKİ HEDEFİNİZ NEDİR?
ENDER ÖZDEN :Şu an yayımlanmış iki kitabım var. “Kalbime Üç Cemre
Düştü ve İximia”
Hedefi de şartlar belirliyor bir bakıma. Ben gerçekçi bir insanım.
Evet, gerçekleşenlerin büyük kısmının hayallerden doğduğunu kabul ediyorum ama
öyle bir zamanda yaşıyoruz ki sadece istemek ve peşinden koşmak çoğu zaman
yetmiyor ve başkaları kaderinizde etkin rol oynuyor. Bu da bizim gibi
yazarların kitaplarının bırakın satılmasını, ücretsiz dağıtıklarımızın dışında
bir okunma şansı dahi verilmesinin önünde dev bir engel olarak duruyor. Soruda
“hedef” demiştiniz. Evet, benim bir hedefim var, hep yazmak, hayal edebildiğim
sürece yazmak ama okunmayacak, okunamayacak eserler yazmaktansa hayallerimi
kendi içimde saklamayı tercih ettiğim günleri yaşıyorum.
4- SİZCE YAZAR VE ŞAİR KİMDİR? HER YAZABİLEN KİŞİ YAZAR VE ŞAİR
OLABİLİR Mİ? YA DA PİYASADA KİTABI OLAN HERKES SİZCE YAZAR VE ŞAİR Mİ?
ENDER ÖZDEN :Bu soruya esprili bir cevap verilebilir. Yazabilen
herkes yazardır mesela. İsim olarak mı sıfat olarak mı sorulduğu önemli. Araba
süren herkesin şoför olmadığı gibi. Şoför olmak başkadır, sürücü olmak başka.
Bu yüzden şöyle demek daha doğru sanıyorum; yazan kişi kendini hangi kefeye
koyuyorsa odur bence. Yukarıda belirttiğim gibi, insanların büyük çoğunluğu
size önyargılıyken ve birkaç sayfa dahi okuma şansı vermiyorken sizin yazar
olup olmadığınız konusu onların keyfine bırakılamaz. Evet, ben yazarım, şairim,
duygu adamıyım. Hem de Dostoyevsky’nin yazdığı hiçbir eseri beğenmeyen bir
yazar.
Alın size benden bir örnek. Benim Dosto’yu beğenmediğim bir
dünyada insanların beni beğenmek zorunda olduklarını beklemek ve onların
vereceği sıfatı ummak mı yoksa kendi sıfatınıza kendiniz karar vermek mi?
Soruya, düşünceye, bakış açısına göre verilecek bir cevap. Ben buna açık kapı bırakırım,
herkesin cevabı kendine…
5- SİZCE YAZARLIK MESLEK Mİ? YOKSA HOBİ Mİ?
ENDER ÖZDEN :Meslek de olabilir hobi de…
Bunu da diğer her şey gibi durum belirler. Eğer geçiminizi
sağlayabilecek ekonomiye sahipseniz, yazmayı seviyorsanız, yazdıklarım okura
ulaşsın ben bunu yayımlatıyorum diyor ve buna da ekonomik gücünüz yetiyorsa
hobi demenizde bir sakınca yok. Haa ekonominiz yetmiyorsa zaten bırakın mesleği
hobi olarak bile yapmanız anlam taşımaz. Çünkü hep dediğim gibi, kendim yazıp
kendim okuyayım diye hiçbir yazar düşünmez, hepsi birileri okusun ister.
Diğer durumda kitap satışlarınız hem hayatınızı idame ettiriyor,
ailenize bakıyor aynı zamanda da kendi yayımlatma maliyetlerini çıkarıp bir
sonraki kitabınıza da kaynak oluşturuyorsa bu durumda meslek diyebiliriz.
6- KİTAPLARINIZIN KONUSU VE TÜRÜ NEDİR? OKURA VERMEK İSTEDİĞİNİZ
MESAJ NEDİR?
ENDER ÖZDEN :Halihazırda çıkmış olan kitaplarını soruyorsanız;
“KÜCD” aşk ve dostluk üzerine, gündelik hayatta karşılaşılabilecek, hayatın
akışına uygun bir kurgu. “İxmia” ise gerçekleşmesi neredeyse imkânsız olaylar
örgüsünden oluşan, hayal gücünün sınırlarını zorlayan, fantastik bilim kurgu
karışımı bir aksiyon diyebilirim.
Benim yazma kategorimi soruyorsanız eğer böyle bir sınırlamam yok.
Her türden, her konudan kitap yazabilirim. Tamamen o anki ruh halim ve hayal
gücüme bağlı. Bir bakmışsınız, polisiye bir kitapla karşınızdayım, her ne kadar
uzak bir ihtimal olsa da zira polisiye hiç sevmem
Okura mesaj vermek için yazmıyorum açıkçası. Ben bir ideolojinin,
ya da savunduğum bir fikrin öncüsü değilim. Benim okura vermek istediğim tek
şey hayallerim. Ben böyle bir hayal gücüne sahibim, merak eden varsa buyursun
hayallerime dahil olsun daveti benimki sadece.
7- YAZAN VE KİTAP ÇIKARTMAK İSTEYENLERE BİR ŞEY SÖYLEMEK İSTER
MİSİNİZ?
ENDER ÖZDEN : Evet, isterim.
İşiniz çoook zor arkadaşlar.
8- YAYINEVİ SÜRECİNİ NASIL BULUYOR SUNUZ?
ENDER ÖZDEN :İlk kitabım için çok iyi şeyler söyleyemeyeceğim bu
sebeple susmak en iyisi galiba ama “İximia” da başından sonuna her aşamada bir
aile gibi yürüdüğümüz YILKAD yayınları, değerli Yılçay Atar ablam ve Kader
Yayaset beni hiç yalnız bırakmadı. Şu pandemi sürecinde biraz bağımız kopar
gibi olsa da inanıyorum ki daha nice fırtınalarda birlikte yelken açacağız.
9- SİZE SORMAMI İSTEDİĞİNİZ BİR SORU VAR MI? SİZİN BANA HERHANGİ
BİR SORUNUZ VAR MI?
ENDER ÖZDEN : Hayır, yok. Siz sorulması gereken en önemli
noktaları zaten sormuşsunuz, benim soru sormama gerek bırakmayacak güzel bir
söyleşi olduğunu düşünüyorum. Söyleşi diyorum çünkü yazılı değil de sanki bana
uzatılmış bir mikrofona sözlü olarak soru cevap şeklinde gittiğimizi hissettim.
Teşekkürler.
10- OKURLARINIZA BİR ŞEY SÖYLEMEK İSTER MİSİNİZ?
ENDER ÖZDEN : Aslında burada da bir ironi var, henüz okurum var mı
bilemiyorum eğer varsa onlara şunu söylemek isterim. Dostoyevsky öldü, Kafka
öldü, Zweig öldü, Sebahattin Ali, Nazım Hikmet, Reşat Nuri, Shekspir, Balzac ve
daha niceleri öldü ama biz buradayız ve bir şansı hak ediyoruz.
Dan Brown yalnız değil, Canan Tan tek değil, Sadece İskender Pala
yazma yeteneğine sahip değil, Agatha’dan başkası da polisiye yazabiliyor,
Türkler burada, yeni kuşak burada, yazar skalası sandığınız kadar dar değil,
bir şans verin, sosyal medya hesaplarımızdan kitap yorumlarımıza bakın, bize
can suyu olun. Sırf yazdıklarımız okunsun diye kendi canımızdan ikram
ettiklerimiz bir yere kadar, bizim
de gücümüzün bir sınırı var, sigarada, starbuck’da
bulduklarınızdan çok daha fazlası satırlarımızda gizli.
BİZİMLE OLDUĞUNUZ İÇİN TEŞEKKÜR EDİYORUM.
ENDER ÖZDEN :Ben teşekkür
ederim.
DUYGU
SONGÜL KAHRAMAN
3 comments:
Selamlar Ender Özden.. Açıkyüreklilik ve samimiyetle verdiğin röportajı çok beğendim. Yolun açık çizgin hep doğru olsun başarılar..
Selamlar Ender Özden.. Açıkyüreklilik ve samimiyetle verdiğin röportajı çok beğendim. Yolun açık çizgin hep doğru olsun başarılar..
Selamlar Ender Özden.. Açıkyüreklilik ve samimiyetle verdiğin röportajı çok beğendim. Yolun açık çizgin hep doğru olsun başarılar..
Post a Comment