Hurmalı Kurabiye
Yazar: İsmail Alaca
Yayınevi : Lukka Kitap
Tarık, doksanlı yıllarda Palmira’da turistlere rehberlik yapmaktadır. Bir yaz sezonunda ,annesi bayan Sabina ile gezmeye gelen Lia ve Tarık, birbirlerine aşık olurlar. Gezinin sonunda Lia annesi ile birlikte ülkesine döner.
Lia özlemine dayanamayıp Tarık’ı ziyarete gider.
Tarık Lia’ya olan aşkını kine dönüştürebilmiş midir ?
Tarık Lia ile yüzleşebilecek midir?
(Tanıtım Bülteninden)
KİTAP YORUMUM: Bitirilmiş hayatların, söndürülmüş ocakların ağıtları anlatılıyor kitapta. Ağıtları diyorum çünkü savaş bana göre kimseye hizmet etmez. Sadece silah tacirlerine neden yaşadığını bilmediğimiz kişilere hizmet eder. Yine ırk ayrımı yapılan bir dünyada bitirilen gerçek aşklar var. o aşklar ki bazen insanı yakınları bile anlamaz ve her nedense güvendiklerimizden bize en çok zarar gelir, ihanet gelir. entrika gelir.
Kitabın konusu Suriye topraklarında Tarık ile Lia'nın aşkı ile başlıyor. Tarık ile Lia'nın kaçak görüşseler de ikiz evlatları olur. Lakin kader en yakınlarından ağlarını örmeye başlamıştır. Lia ve Tarık kavuşmaya çalıştıkça çalı dikenleri etraflarını sarmaya devam ederler.
Büyük aşk acaba yıllar sonra da olsa kavuşacak mı?
Yoksa ikisi de çocukları olmasına rağmen başka hayatlar mı kurmaya mecbur kalacaklar?
İkizlere ne olacak?
Suriye'de yıllar sonra gelen savaş ülkeyi perişan eder. Bombaların gölgesinde yaşam mücadelesi veren Tarık ve ailesi acaba kaçmayı başarabilecek mi?
Yeniden dünya gözüyle çocuğuyla ya da Lia ile görüşebilecekler mi?
Bayan Sabina ve Tarık'ın annesine ve yakın arkadaşı Zafir'e çok kızmama rağmen anlamaya empati yapmaya çalıştım. ama en çok madur olan bence Bayan Sabina korkularının teslimi oldu. Tabi ki Tarık'ın annesi içinde aynı şey geçerliydi.
Savaş Zafir'e ise hazırladığı son hüzün kokuyordu.
Emani, Rauf usta o kadar kahramanlar güzel işlenmiş ki öyle ki, gidip biraz hurmalı kurabiye yiyelim, eve de alalım diyesi geliyor insanın.
Emani, Rauf usta, Zafir, 2 minik kızları ve binlerce savaş mağduru.
Bazen insan hataları ile yüzleşmek ister ama buna kader izin vermez. Bu yüzden zamanımız varken eğer hata yaptıysak bunu itiraf etmeliyiz. Yoksa bir daha zamanımız asla olmayabilir. Tıpkı Zafir gibi.
Bazen de açıklamak için çok geç olur ve anlamsızlaşır her şey. Tükenmiştir bir çok hayatlar. Tıpkı bayan Sabina gibi.
İnsan kızamıyor da böyle kişilere. Çünkü herkesin kendine göre nedenleri var.
Kitabın bana öğretileri arasında ise;
- Hatalarınız ile yüzleşecekseniz bunu imkanınız varken yapın. Bir daha imkanınız olmayabilir.
- Kendi çocuğunuz bile olsa kimsenin hayatına hata bile yapsalar karışmayın. Hele ki belli bir yaşa gelmişler ise. Çünkü onlar bir birey ve hata yaparak doğruyu bulabilecekler.
-Korkularımız ile yüzleşelim. Yoksa bu korkular sadece bizi değil, başka hayatları da mahfedebiliyor.
Hayat çevremize, yaşam alanlarına saygı duyduğumuzda güzel ve anlamlı.
Barışın, koşulsuz sevginin, özgürlüğün üstün kıldığı bir gelecekte yaşamaya dünya olarak niyet ediyorum.
DUYGU SONGÜL KAHRAMAN
Lukka Kitap
Yazar: İsmail Alaca
Yayınevi : Lukka Kitap
Tarık, doksanlı yıllarda Palmira’da turistlere rehberlik yapmaktadır. Bir yaz sezonunda ,annesi bayan Sabina ile gezmeye gelen Lia ve Tarık, birbirlerine aşık olurlar. Gezinin sonunda Lia annesi ile birlikte ülkesine döner.
Lia özlemine dayanamayıp Tarık’ı ziyarete gider.
Tarık Lia’ya olan aşkını kine dönüştürebilmiş midir ?
Tarık Lia ile yüzleşebilecek midir?
(Tanıtım Bülteninden)
KİTAP YORUMUM: Bitirilmiş hayatların, söndürülmüş ocakların ağıtları anlatılıyor kitapta. Ağıtları diyorum çünkü savaş bana göre kimseye hizmet etmez. Sadece silah tacirlerine neden yaşadığını bilmediğimiz kişilere hizmet eder. Yine ırk ayrımı yapılan bir dünyada bitirilen gerçek aşklar var. o aşklar ki bazen insanı yakınları bile anlamaz ve her nedense güvendiklerimizden bize en çok zarar gelir, ihanet gelir. entrika gelir.
Kitabın konusu Suriye topraklarında Tarık ile Lia'nın aşkı ile başlıyor. Tarık ile Lia'nın kaçak görüşseler de ikiz evlatları olur. Lakin kader en yakınlarından ağlarını örmeye başlamıştır. Lia ve Tarık kavuşmaya çalıştıkça çalı dikenleri etraflarını sarmaya devam ederler.
Büyük aşk acaba yıllar sonra da olsa kavuşacak mı?
Yoksa ikisi de çocukları olmasına rağmen başka hayatlar mı kurmaya mecbur kalacaklar?
İkizlere ne olacak?
Suriye'de yıllar sonra gelen savaş ülkeyi perişan eder. Bombaların gölgesinde yaşam mücadelesi veren Tarık ve ailesi acaba kaçmayı başarabilecek mi?
Yeniden dünya gözüyle çocuğuyla ya da Lia ile görüşebilecekler mi?
Bayan Sabina ve Tarık'ın annesine ve yakın arkadaşı Zafir'e çok kızmama rağmen anlamaya empati yapmaya çalıştım. ama en çok madur olan bence Bayan Sabina korkularının teslimi oldu. Tabi ki Tarık'ın annesi içinde aynı şey geçerliydi.
Savaş Zafir'e ise hazırladığı son hüzün kokuyordu.
Emani, Rauf usta o kadar kahramanlar güzel işlenmiş ki öyle ki, gidip biraz hurmalı kurabiye yiyelim, eve de alalım diyesi geliyor insanın.
Emani, Rauf usta, Zafir, 2 minik kızları ve binlerce savaş mağduru.
Bazen insan hataları ile yüzleşmek ister ama buna kader izin vermez. Bu yüzden zamanımız varken eğer hata yaptıysak bunu itiraf etmeliyiz. Yoksa bir daha zamanımız asla olmayabilir. Tıpkı Zafir gibi.
Bazen de açıklamak için çok geç olur ve anlamsızlaşır her şey. Tükenmiştir bir çok hayatlar. Tıpkı bayan Sabina gibi.
İnsan kızamıyor da böyle kişilere. Çünkü herkesin kendine göre nedenleri var.
Kitabın bana öğretileri arasında ise;
- Hatalarınız ile yüzleşecekseniz bunu imkanınız varken yapın. Bir daha imkanınız olmayabilir.
- Kendi çocuğunuz bile olsa kimsenin hayatına hata bile yapsalar karışmayın. Hele ki belli bir yaşa gelmişler ise. Çünkü onlar bir birey ve hata yaparak doğruyu bulabilecekler.
-Korkularımız ile yüzleşelim. Yoksa bu korkular sadece bizi değil, başka hayatları da mahfedebiliyor.
Hayat çevremize, yaşam alanlarına saygı duyduğumuzda güzel ve anlamlı.
Barışın, koşulsuz sevginin, özgürlüğün üstün kıldığı bir gelecekte yaşamaya dünya olarak niyet ediyorum.
DUYGU SONGÜL KAHRAMAN
Lukka Kitap
0 comments:
Post a Comment