Doksan senesi Ağustosunun on yedinci
günü, sahildeki SSK hastanesinin bahçesinde bir araya gelip kümelenerek
sohbetler eden sülale erkânından ayrı, gözlerimi denize dikmiş, omuzlarıma
çöken sorumluluğun yükü altında eziliyordum.
Bir kardeş gelmişti bana. Hem de eskiden dedemin beni kandırdığı gibi "dereden tutma" ya da "leyleklerin getirdiği" bir bebek değil, basbayağı anamdan doğma kanlı canlı bir insan.
Artık kanmıyordum o masallara canım kardeşim, yedi yaşındaydım.
O sene okula başlayacaktım.
(Tanıtım Bülteninden)
Sayfa Sayısı: 160
Baskı Yılı: 2016
Dili: Türkçe
Yayınevi: Ceren Yayınevi
Bir kardeş gelmişti bana. Hem de eskiden dedemin beni kandırdığı gibi "dereden tutma" ya da "leyleklerin getirdiği" bir bebek değil, basbayağı anamdan doğma kanlı canlı bir insan.
Artık kanmıyordum o masallara canım kardeşim, yedi yaşındaydım.
O sene okula başlayacaktım.
(Tanıtım Bülteninden)
Sayfa Sayısı: 160
Baskı Yılı: 2016
Dili: Türkçe
Yayınevi: Ceren Yayınevi
KİTAP YORUMUM
İçinde bulunan 16 hikayenin hepsi gerçek hayattan
alıntılarmış. Bu kitabı benim nazarımda daha değerli kıldı. Bazıları bizzat
yazarımızın yaşadığı anıları bazıları gözlemlere dayanan ya da sanırım
araştırmaları sonucu elde edilen Anadolu insanlarının hikayeleri. Bütün
hikayeler beni çok duygulandırdı ama en çok CANIM KARDEŞİM hikayesinde koptum.
Bir ailenin önemini çok güzel anlatmış yazar orada. Çocukluğunun vermiş olduğu
hataları gerçek sanmış sonra vicdanı ile yüzleşerek kardeşine ithafen yazdıkları ve özürleri. İnsan bazen büyümek zorunda
kalır ya hani, kitaptaki tüm kahramanlar acılar ile yoğurulunca büyümek
durumunda kalmışlar.
Kitabın bana öğrettiği ders vatan sevgisi bazen bizim
hayatımızın önüne geçer ve doğru olan budur ve geçmelidir eğer vatanımız
tehlikede ise, aileye verilen değer ve ailenin önemi, çocuklarımızı isteyerek
hazır olarak dünyaya getirmemiz gerektiği, ve hayvan ya da başka canlılara
verdiğimiz tüm zararları mutlaka ölmeden ödeyeceğimiz. Yazarımızın dili oldukça
akıcı. Hikaye dediysem misyonu olan keyif alarak okuyacağız örnekler var
karşınızda. Trakya diliyle yazmış yazarımız. İnsan okurken kendini daha saf
daha temiz hissediyor. O masum köy halkının yaşamlarını okurken biz ne iş
yaptık ki sanki diyoruz. Bence okuyun.
Değerli yazar Haluk ECEVİT’e eserlerini benimle
buluşturduğu için teşekkür ediyorum.
DUYGU SONGÜL KAHRAMAN
0 comments:
Post a Comment