Adı
ne olur bilemem, tipi nasıl olur onu da bilemem, o seni sevecek mi, her şey
istediğin gibi mi olacak bunları da bilemem ama bildiğim bir şey var güzel
bebek; günün birinde âşık olacaksın! Ve çok defa da âşık olunacaksın!
Seni kimlerin sevdiği umurunda olmayacak, birileri senin peşinden koşarken sen seninle ilgilensin ya da ilgilenmesin yüreğini verdiğin adamın peşinden gideceksin. Yıldızları bir başka görmeye başlayacaksın âşık olduğunda, yüreğindeki aşkın derinliğinde boğulurken sevdiğin adamın elinden tutup yıldızlara kurduğu salıncağa seni götürmesini umacaksın. Eğer o yanındaysa hayata hep gökyüzünden bakacaksın. Ve o hayatındaysa en büyük korkun onu kaybetmek olacak!
Kavuştum mu ben şimdi sana, gözlerine korkusuzca bakamıyorum ki hâlâ… Gözlerin mavi ateş, umut değil korku veriyor bugün bana. Ben bir kelebek olmak istiyorum bugün, konabilmek için avuçlarına. Kaderimi ellerine bırakmak istiyorum, ister kanatlarımı sev okşa, istersen öldür avuçlarının arasında. Ben bugün sana yakın olmak istiyorum, yaşadığım acılara nispet yaparcasına…
Satır satır koşmak istiyorum bugün, yazacak o kadar çok şey var ki sana dair. Sen bana doğru yönelmesen de ben cümleleri bana çıkarabilirim senin ağzından. Ben senin yüreğini ben yapar da güzel bir oyun oynarım sevgisiz yüreğine sevgimi doldurarak. Okursan şaşırırsın. Satırlarda Rüzgâr'ın aşkını okuyup gerçekte sevmeyi bilmeyen yüreğinden utanırsın.
Hayal bu ya ben Güz'ü yaşayan ağaç olurum sen yapraklarımı toplarsın yerlerden. Çöpe atmaz saklarsın belki onları bir daha asla benim bir parçam olmayacağını, benimle birleşmeyeceğini bildiğin halde. Ve sevmezsin hiçbir yeşil yaprağı benim dallarımda yeşil yaprak kalmadı diye
Seni kimlerin sevdiği umurunda olmayacak, birileri senin peşinden koşarken sen seninle ilgilensin ya da ilgilenmesin yüreğini verdiğin adamın peşinden gideceksin. Yıldızları bir başka görmeye başlayacaksın âşık olduğunda, yüreğindeki aşkın derinliğinde boğulurken sevdiğin adamın elinden tutup yıldızlara kurduğu salıncağa seni götürmesini umacaksın. Eğer o yanındaysa hayata hep gökyüzünden bakacaksın. Ve o hayatındaysa en büyük korkun onu kaybetmek olacak!
Kavuştum mu ben şimdi sana, gözlerine korkusuzca bakamıyorum ki hâlâ… Gözlerin mavi ateş, umut değil korku veriyor bugün bana. Ben bir kelebek olmak istiyorum bugün, konabilmek için avuçlarına. Kaderimi ellerine bırakmak istiyorum, ister kanatlarımı sev okşa, istersen öldür avuçlarının arasında. Ben bugün sana yakın olmak istiyorum, yaşadığım acılara nispet yaparcasına…
Satır satır koşmak istiyorum bugün, yazacak o kadar çok şey var ki sana dair. Sen bana doğru yönelmesen de ben cümleleri bana çıkarabilirim senin ağzından. Ben senin yüreğini ben yapar da güzel bir oyun oynarım sevgisiz yüreğine sevgimi doldurarak. Okursan şaşırırsın. Satırlarda Rüzgâr'ın aşkını okuyup gerçekte sevmeyi bilmeyen yüreğinden utanırsın.
Hayal bu ya ben Güz'ü yaşayan ağaç olurum sen yapraklarımı toplarsın yerlerden. Çöpe atmaz saklarsın belki onları bir daha asla benim bir parçam olmayacağını, benimle birleşmeyeceğini bildiğin halde. Ve sevmezsin hiçbir yeşil yaprağı benim dallarımda yeşil yaprak kalmadı diye
KİTAP YORUMUM
Bu romanında
ise değerli yazarımız akrabasına
aşık olan bir genç kızın mücadelesini bir aşkın ne kadar ileriye
gideceğini anlatıyor ve yine kitapta bir çok mesaj var. Güz Rüzgarı çok seviyor
oysa Rüzgar İstanbul’da yaşıyor. Aynı şehirde kalabilmek uğruna acaba Güz ne
türlü planlar yapacak ve Ankara dar gelmeye başlayınca sevdiğine yakın
olabilmek uğruna İstanbul da kalmayı başarabilecek mi? Okumaya değer bir kitap
daha var karşınızda. Yine bir solukta bitirdiğim ve kitap bitmeden uyamadığım
heyecan sevgili yüklü bir roman. Mutlaka okumalısınız. Aşk acaba Rüzgara Güz
aracığıyla mı gelecek? Tabi ki yine tüyo vermiyoruz.
Değerli yazar Cansu TIRAŞOĞLU’na değerli eserlerini
benimle buluşturduğu için teşekkür ediyorum.
DUYGU SONGÜL KAHRAMAN
0 comments:
Post a Comment