18 Ağustos 2020 Salı

DEĞERLİ YAZARIMIZ YILMAZ ALİ İLE YAPTIĞIMIZ RÖPORTAJIMIZ


DEĞERLİ YAZARIMIZ YILMAZ ALİ İLE YAPTIĞIMIZ RÖPORTAJIMIZ
DUYGU SONGÜL KAHRAMAN SORUYOR
1-Bize kendinizden bahseder misiniz?
YILMAZ ALİ: Ben Yılmaz Ali. 1974 Gaziantep / İslâhiye doğumluyum. 1994 yılından beri Antalya’da yaşıyorum. İlk, orta ve lise eğitimimi Gaziantep’te, yüksek öğretimi Atatürk Üniversitesi Turizm ve Otel İşletmeciliği bölümünde tamamladım. İyi derece İngilizce biliyorum, aynı zamanda İngilizce-Türkçe dillerinde sözlü ve yazılı yeminli tercümanlık belgesi sahibiyim. Yabancı dillere çocukluğumdan beri ilgi duyduğum bir alan. Aynı zamanda iyi derece Almanca, orta derece İsveççe ve Norveççe biliyorum.
2- Yazmak sizin için ne ifade ediyor? Konularınızın kaynağını nereden alıyorsunuz?
YILMAZ ALİ:  Bu soruya Bukowski’nin “Ben yazmayı seçmedim, yazmak beni seçti” sözüyle başlamak istiyorum. Yazmak kimine göre aşk, kimine göre tutku olsa da benim için sorumluluk. Öncelikle toplumun sorunlarını iyi değerlendirip kendimce çözüm yolları içeren edebi eserler bırakmak arzusundayım. Edebiyat dünyasında iz bırakacak eserlerle yer almayı çok isterim.
3- Bugüne kadar yayınlanmış kaç kitabınız var? Bundan sonraki hedefiniz nedir?
YILMAZ ALİ: İlk kitabım Mayıs 2019, ikinci kitabım Hanan Bey ise Ocak 2020 tarihinde piyasaya çıktı. Her iki kitabım da Ateş Yayınları etiketiyle çıktı. Ayrıca baskıya hazır iki dosyam daha var. Malum Covid 19 denen çok zorlu bir süreçten geçiyoruz. Süreç normale döndüğünde kitaplarım baskıya girecek. Öte yandan yeni bir projeye daha başladım.
4- Sizce yazar ve şair kimdir? Her yazabilen kişi yazar veya şair olabilir mi? Piyasada kitabı olan herkes yazar veya şair mi?
Öncelikle bu güzel soru için size teşekkür etmek istiyorum. Her şeyden önce yazar ve şair olabilmek için çok kitap okumak lazım. Edebiyatı iyi anlamak ve kuralları bilmek gerekiyor. Herkes yazabilir ama bence bu işin jürisi kesinlikle okurdur. Bu bağlamda her kitap çıkaran yazar veya şair olamıyor maalesef. En nihayetinde kimin yazar, kimin şair olduğuna okur karar verir.
5- Sizce yazarlık meslek mi, yoksa hobi mi?
YILMAZ ALİ: Ne yazık ki günümüzde yazarlık yaparak geçimini sağlayan çok az insan var. O nedenle hemen her yazar, yaşamını sürdürebilmesi için başka bir meslek yapmaktadır. Samimi olmak gerekirse gönül ister ki yazarlık meslek olsun. Çünkü edebiyat çok ciddi bir alan, hobi olarak yapılacak kadar basit değildir.
6- Kitaplarınızın konusu ve türü nedir? Kitaplarınızla okura vermek istediğiniz mesajlar nelerdir?
YILMAZ ALİ: Roman yazıyorum ve genelde yaşanmış hikâyeleri konu alırım. Kitaplarımda bu yönde mesajlar vermeye çalışırım. Örneğin her kitabımda mutlaka kadın haklarını savunan mesajlarım vardır. Hayvanları korumak adına mesajlarım olur. Hepsinden önemlisi eğitimin önemini daima işlemeye çalışırım. Sosyal bir kişiliğe sahibim ve doğal olarak çok insanla diyalog halindeyim. İnsanların yaşamlarına dokunmayı ve yaşanmış olaylardan ders çıkarmayı ilke edindim. Sırf o yüzden okurlarım beni genelde dramcı yazar olarak nitelendirirler.
7- Yazar adaylarına ve yeni kitap çıkaranlara neler söylemek istersiniz?
YILMAZ ALİ: Edebiyat çok geniş bir alan ve kimsenin tekelinde değildir. Yeni yazanlar ve yazar adaylarına hep destek olmuşumdur. Eğer biri yazmak istiyorsa yazsın, zaten yazar olup olamayacağına okur karar verecektir. Her platformda yazar adaylarına desteğimi gösteriyorum. Elimden geldiği kadarıyla yazar adaylarıyla tecrübelerimi paylaşır ve yardımcı olmaya gayret ederim. Yalnız yazar adaylarına bir sözüm olacak “Edebiyat dünyasına girmeden önce edebiyatı iyi öğrensinler” derim.
8- Kitap çıkarma sürecinde yayınevinin rolü nedir? Süreç nasıl işliyor?
YILMAZ ALİ: Bir kitabın ortaya çıkması için birçok evreden geçmesi gerekiyor. Yayınevi de bu işin hiç kuşkusuz en önemli ayaklarından birisidir. Çünkü yazar dosyasını tamamladıktan sonra Kültür ve Turizm Bakanlığına eser başvurusu, bandrol, editörlük, kapak tasarımı, dizgi, mizanpaj ve matbaa işlerini yayınevi üstleniyor. Bütün bu işlemleri tamamlayan yayınevi dosyayı edebi bir eser haline dönüştürüyor. Bu önemli süreci yazar iyi takip etmeli ve gerektiğinde müdahil olmalıdır.
9- Size sormamı istediğiniz bir soru var mı?
YILMAZ ALİ: Bana sormanızı istediğim soru, “Edebiyat sizin için neyi ifade ediyor?” olurdu.
Cevabım; Arapçadan dilimize “adabiyyat” olarak giren edebiyat kelimesinin kökeni ‘adb’ yani gördü, terbiye ve konuk ağırlama adabı anlamına gelir. Kelime anlamına bakıldığında edebiyat çok kıymetli bir gömlek gibidir. Bence onu ancak taşıyabilen giymeli. Yani edebiyat yapan kişinin görgü, terbiye ve adabına çok dikkat etmesi gerekiyor.
10- Okurlarınıza bir mesajınız var mı?
YILMAZ ALİ:  Henüz yolun başında bir yazar olmama rağmen ciddi bir okur kitlesine sahibim. Bunu sosyal medyada ve katıldığım fuarlarda rahatlıkla görebiliyorum. Bu bağlamda okurlarıma çok teşekkür ediyorum.
Okurlarımdan isteğim eksiklerimi gördükleri yerde beni eleştirmekten kaçınmasınlar. Çünkü yapıcı her eleştiri bana bir şeyler öğretmiştir.
Bize vakit ayırıp sorularımızı açık yüreklilikle cevapladığınız için okurlarım adına teşekkür ediyorum.
Asıl bana bu fırsatı verdiğiniz için ben teşekkür ediyorum. Size de yayın hayatınızda başarılar diliyorum.
Yorum, öneri ve eleştirileriniz için İnstagram adresim: @yilmazaliofficial
DUYGU SONGÜL KAHRAMAN

1 yorum:

Yılmaz Ali dedi ki...

Sevgili Duygu Songül KAHRAMAN'a samimi röportajı için teşekkür ediyorum. Güzel soruları cevaplamak benim için büyük zevkti.

Yorum Gönder

 

Bir Kitap Bin Yürek Published @ 2014 by Ipietoon