*KAVİN*SERPİL CİRİTCİ*KERASUS
YAYINLARI*
Hayat sen ne verdiysen sana geri veren bir aynadan ibarettir…O zaman ona ne verdiğine bak!.. Vermeden alamazsın. Sır budur.
Maddi ya da manevi insanlardan hiçbir şeyini esirgeme. Para ya da hediyeler veremiyorsan dostluğunu ver… gülüşünü ver… bir demet papatya ver. Daha derin bir anlayışla baktığında aslında kimseye bir şey vermezsin. Sadece kendine verirsin. Çünkü hayatın o kadar muazzam bir alma-verme dengesi vardır ki verdiğin bir iğne bile olsa bir şekilde sana geri döner.
Hayatında yeni olana her zaman yer aç. Yeni bir arkadaş, kitap, sinema ya da ülke… Yeni bir şey yapmadan hayatına yeni bir şey girmez. Yeniye yer açmak da eski olanı sevgiyle uğurlamanı gerektirir.
Çünkü geçmişle hesabını kesmeden umuda yol alamazsın. Ağlamak, kendine acımak marifet değil. Mutsuzum diye sürekli hayıflanmak marifet değil. Bu dünyada ve bu masada dipsiz kuyulara düşmemiş tek bir insan mı var sanıyorsun? Marifet; o kuyunun dibine kadar indikten sonra çıkarak tekrar ışığı yakalamaktır.
Ama o kuyunun dibinde kalman gerektiği kadar da kal.
Çünkü oradaki karanlığı görmeden yukardaki ışığın keyfini çıkaramazsın. Bir an önce çıkacağım diye debelenme sakın. Hemen çıkmaya çalışırsan karanlık üzerine yapışır kalır. Ve gitmesi uzun sürer. Sen sadece bunun geçeceğini bil ve korkmadan sabırla bekle. Işık en hızlı böyle gelir.
Karanlığa direnmeden sabırla beklediğinde…
(Tanıtım Bülteninden)
İlk Baskı Yılı : 2017
KİTAP YORUMUM
Bir kere kitaptan aldığım çok öğreti
var.Yaşadığımız olay ve ilişkilerin bize ruhun olgunlaşma yolcuğun da eğer
tecrübe hanemize taşırsak geleceğimize ışık tutacağı bizimle yolculuk edeceği
çok net anlatılmış.
Kayra ve Kavin'in yaşam yolculuğuna
eşlik ederken doğru ilişkileri de analiz etme imkanı buluyoruz yazarımız ile
birlikte. Birbirinden ayrılan ruhlar kavuşma aşamalarında kaybedilen yıllar da
neler yapmaları lazımdı ki bir araya tekrardan gelebilsinler. Affetmenin önemi
buraya yine devreye giriyor. Bizi üzen herkesi olayları tam analiz ederek
affettiğimiz de, hatta aslında olayları anlamaya başladığımız da bazen
affedecek bir şey de kalmıyor geriye. Tıpkı Kayra'nın annesini affetmesi gibi.
Onların hayatında can yakan ise belki de cevabını bir daha alamayacak kadar
olayların derine ölümlerin oluşması ile gömülmesi.
Her olayın bir ruhu, kokusu, rengi
vardır. Tıpkı yusufcuk kuşunun kardeşini her düşündüğün de teselli verircesine
ötmesi gibi, tıpkı kavuştukların da yine birden ortaya çıkıp onların
mutluluğuna ortak olması gibi. Rüyaların geleceğe ışık tuttuğuna kesinlikle
inanırım ve bunu kendi hayatım da da kaç kez gözlemledim. Kitapta da rüyaların
aydınlattığı, yol gösterdiği olaylar var.
Kitabı güzelleştiren ise; bana göre
roman tarzında yazılmış olması. Yazarımıza henüz sormadım ama sormak istiyorum
tabi ki hikaye kurgu mu ? yoksa gerçek hayat hikayesi mi diye?
Hayat aslında yapbozlardan ibaret
bana göre. eğer bunun bir tanesini yerine oturtamazsınız ileriye
geçemiyorsunuz. Kitaptaki tüm kahramanları çok sevdim. Suna abla başlı başına
herkesin hayatında olması gereken bir insan bana göre. Tabi ki ev arkadaşları
aynı zamanda dostu olan o değerli 2 insan da bizlere dostluğun gücünü
anlatıyor. Belki de dost olmak için aynı pencereden bakmaya gerek yoktur. Çünkü
önemli olan o kadar farkındalığa rağmen edinilen saf koşulsuz sevgidir. Dostlukta
ve insanı ilişkiler de önemli olan birbirinin alanlarına ne kadar uç noktada
olursa olsun saygı duyulmasıdır. Yargılamak yerine anlamaya çalışmaktır.
Kayra, Taylan gibi birine sahip
olması için ve kardeşine ulaşması için ruh yolculuğunu tamamlamış olması
gerekiyordu ki bunu başaran nadir insanlardan birisi. Hem ruh ikizini, hayat
arkadaşını bulması adına bu şarttı hem de Hayatına giren kişilerden öğrendiği
dersleri tecrübe hanesine taşıması ona hem ilişkisinin olgunlaşması adına
ayrılığı yaşatacaktı. Ayrılık ise; gerçekten seven ruhların kendini analiz
etmesi için aslında bir ödüldür. Bazen buna cesaret edemeyen ruhlara Allah yardımcı
olur ve bir ödül verir. Taylan'ın hastalanması gibi Aksi halde ayrılık
olamayacaktı ve belki de o ilişki başlamadan tamamen bitecekti. Ceza gibi
görünen olaylar dediğim gibi ödül olabilir. Yeter ki şerrin arkasındaki
aydınlığı görebilecek gücümüz ve tecrübemiz olsun.
Kitaptan öğrendiğim en önemli ders
ise; bana göre eğer ortada gerçekten koşulsuz bir sevgi, duygu varsa ve bir kez
o ruhlar buluşmuş ise onları hiçbir güç asla tamamen ayıramaz. Tıpkı Taylan ve
Kayra'nın kavuşması gibi. Koşulsuz olan her ilişki mutlaka kavuşur diye tahmin
ediyorum ben.
Bir çocuğa annelik yapmak için gerçek
anne ve babası olmaya da gerek yoktur aslında. Yine çarpıcı örnekler ile
savaşın getirdiği yuvasızlık ve bir diğerinin çocuğunun ölmesi ile Yaradan iki
tarafın iyileşmesi adına aynı kandan olmayan ama, acı olayların tesadüf gibi
getirdiği ama aslında tesadüf olmayan Yaradan'ın birleştirdiği yeni anne, evlat
en kutsal olayları birbiri ardına getirecekti.
Kitapları sevmemin en önemli nedeni,
olayları yaşamadan deneyimlemek bana göre . O yüzden onlar ile birlikte ruhum
olgunlaşıyor ve olaylara bakış açımdaki pencerem gitgide güzelleşip, anlam
kazanıyor.
Yazarımızın kalemini gerçekten
seviyorum. Daha önce çıkan KUANTUMUN GÜCÜ ve GÜMÜŞLÜK MELEĞİ isimli eserleri de
kesinlikle okumanızı tavsiye ederim.
DUYGU SONGÜL KAHRAMAN
0 yorum:
Yorum Gönder