Zifiri Aydınlık
|
sayfa sayısı: 160
Hiç tanımadığı biriyle, zifiri karanlık bir odada
üstelik gözünde uyku gözlüğüyle sevişmek zorundaydı. Hava iyiden iyiye
kararmış, duvarları siyaha boyanan odada gözgözü görmüyordu. Üzerindekileri
çıkararak yatağa doğru yürüdü, çırılçıplaktı... Uyku gözlüğünü taktı ve yatağın
üzerine oturdu. Karanlığın koynuna girdiği sırada az sonra yaşayacağı
tecrübenin provasını yapıyor gibiydi... Kurbanlık koyun gibi titreyerek
merdivenlerden gelen ayak seslerini dinlemeye başladı. Sesler yaklaştıkça kalbi
deli gibi çarpıyordu... Kapı açıldığında ise öleceğini sandı; ölümle yaşam
arasında gidip geldi... Ama “yaşam” için bu “ölüm”ü tatması gerektiğini de
biliyordu...
KİTAP
YORUMUM: Ela kardeşinin ölümcül hastalığı için gereken parayı bulabilmesi için
çok az bir zamana ihtiyacı vardır. Normal yollardan bulması imkansızdır. O ise
kardeşinin ölümünü izlemek yerine uç
noktada bir karar alır ve kiralık anne olmayı kabul eder.
Ebru ise kendini kurtarmak için çırpınan
kardeşi ve sevgilisinin fedakarlıkları altında ezilir ve ne yapacağını bilemez.
Ebru'nun
burada verdiği mesajlar çok güzeldi. İnsan yaşadıkları ile mücadele ederken
insanların inatla "sen öleceksin" gibi tutumlarının saçı olmayan
Kanser(avni) hastalarına ne kadar rahatsızlık verdiğinden bahsedilmiş. Peruk
ile gezemeye mecbur eden toplum sistemi, kendileri sadece basit bir baş
ağrısında nasıl veryansın ettiklerine değinmiş. Bu arada ben kansere Avni
diyorum esprisini, ağırlığını kaybettiği için.
Organ
mafyasının acımasız tutumunu yine kitapta görebiliyoruz.
Ela
verdiği kararı istemeyerek uygulamaya koyarken aslında çocuğunun babasının
yakından tanıdığı birisi olduğunu bilse kabul eder miydi?
Yankı
ise öğrendikleri bilgiler ile şok olurken, mutluluk ve mutsuzluk arasında gelip
gidiyor.
Ben
zaten tesadüflere inanmadığım için kaderin bir araya getirilen bir çok hayatlar
olduğunu düşünüyorum. Eğer ortada gerçek bir duygu var ise en kötü durumda bile
muhteşem şeyler olabilir. Zerrin ise efsane bir karakter. Herkesin hayatında
bence bir Zerrin olabilmeli. Keşke olsa ya da ne güzel olurdu kim bilir.
Bazen
mutluluk yanı başınızdadır ama biz bakmayız, görmeyiz. Hayat mucizelere
inanmaya başladığımız da ise güzel ve anlamlıdır.
Bir
günde okuduğum çok akıcı güzel bir kalemdi.
DUYGU
SONGÜL KAHRAMAN
0 yorum:
Yorum Gönder