#altınkızlarilebirlikteoku
#KışınSonuBahardır
#KadınaYönelikŞiddetRomanı
#HülyaDüz
|
#YAYINDÜNYAMIZYAYINLARI
kitap sayısı: 208
İçinden atamadığı büyük korkular, gün geçtikçe sırtındaki ağır bir yük gibi, omuzlarını düşürmektedir. Sokaklara akşam karanlığı çökerken Nazan bir taraftan bunları düşünür, bir taraftan da pencere kenarında hafif hafif çiseleyen yağmuru seyrederek çayını yudumlar.
Üstat Necip Fazıl KISAKÜREK’ten o en sevdiği şiirin dizeleri diline takılır.
“Bu kapıdan kol ve kanat kırılmadan geçilmez;
Eşten, dosttan, sevgiliden ayrılmadan geçilmez.
İçeride bir has oda, yeri samur döşeli;
Bu odadan gelsin diye çağrılmadan geçilmez.
Eti zehir, yağı zehir, balı zehir dünyada,
Bütün fani lezzetlere darılmadan geçilmez.”
#KİTAPYORUMUM: Kitabın kahramanı Nazan aslında şu an da binlerce Nazan'dan sadece bir tanesi. Özetle anlatmam gerekirse konuyu, Nazan çok severek evlendiği eşi ile çok mutludur. Aslında başka şehir'e gidene kadar da çok mutlu olmuşlardır. Her ne kadar maddi sorunlar olsa da sevgileri ve ailelerinin yardımları ile ayağa kalkarlar. Oysa eşi ve başka topluluğa girmeleri bir çok şeyi değiştirir ve artık hayata bakış açısı değişir eşinin. Çünkü bunun adı aslında kişiliği çokta yerine oturmayan bir erkeğin başka toplulukta farklı davranmaya çalışması bunun işareti bence.
Aslında Eşi kötü bir ailede büyümüş olsaydı ilk günden evlilikte gıcırdama başlayacaktı. Hatta evlenmeye gerek duymadan beğendiği kadını elde etmeye çalışması farklı olacaktı. Çünkü şu an da toplumda bayağı karakteri bozulmuş, ya da zaten bozuk erkek dolaşıyor. Maalesef bunu üzülerek söylüyorum.
Nazan'ı ben şanslı buluyorum. Çünkü eşinin ailesi onlara zulüm yapmadı oğlunun arkasından. Gelinini suçlamak yerine oğlunun kusurları için durumu düzeltmeye çalıştı. Eskiden kadınların maddi dayanağı olmadığı için boşanamıyor denirdi. oysa kadınlarda artık kendi ayakları üzerinde duruyor lakin yine de şiddetin dozu azalmak yerine çoğalıyor. Nazan yine düzgün bir ailesi olmasından dolayı şanslı . Onu anlayan bir avukatı olduğu için şanslı. Bulunduğu şehirde kızının tedavisi mümkün olduğu için şanslı. Ruhu ayağa hemen kalkabildiği ve güçlü olduğu karakteri sağlam olduğu için şanslı.
Çünkü dışarıda kendi ailesinden şiddet gördüğü için kaçan ve eşinden de yine şiddete uğrayan, gidecek yeri olmayan, kendini ifade edemeyen çok bayanların da olduklarını düşünüyorum ben Nazan'ın durumunda olanlar hariç.
Kitabı misyonu gerçekten büyük. Topluma ait kanayan bir yarayı eli alıp yazdığı için yazarımıza ben teşekkür etmek istiyorum. Çünkü bizim silahımız kalemimiz olmalı. Yazmalıyız ki bir çok yanlış doğruya doğru aksın.
Kitabı bana ulaşmasını sağlayan Gonca Çolak'a Uyanış yayınları'na Yayın Dünyamız'a ve yazarımız Hülya Düz'e teşekkür ediyorum.
DUYGU SONGÜL KAHRAMAN
#KışınSonuBahardır
#KadınaYönelikŞiddetRomanı
#HülyaDüz
|
#YAYINDÜNYAMIZYAYINLARI
kitap sayısı: 208
İçinden atamadığı büyük korkular, gün geçtikçe sırtındaki ağır bir yük gibi, omuzlarını düşürmektedir. Sokaklara akşam karanlığı çökerken Nazan bir taraftan bunları düşünür, bir taraftan da pencere kenarında hafif hafif çiseleyen yağmuru seyrederek çayını yudumlar.
Üstat Necip Fazıl KISAKÜREK’ten o en sevdiği şiirin dizeleri diline takılır.
“Bu kapıdan kol ve kanat kırılmadan geçilmez;
Eşten, dosttan, sevgiliden ayrılmadan geçilmez.
İçeride bir has oda, yeri samur döşeli;
Bu odadan gelsin diye çağrılmadan geçilmez.
Eti zehir, yağı zehir, balı zehir dünyada,
Bütün fani lezzetlere darılmadan geçilmez.”
#KİTAPYORUMUM: Kitabın kahramanı Nazan aslında şu an da binlerce Nazan'dan sadece bir tanesi. Özetle anlatmam gerekirse konuyu, Nazan çok severek evlendiği eşi ile çok mutludur. Aslında başka şehir'e gidene kadar da çok mutlu olmuşlardır. Her ne kadar maddi sorunlar olsa da sevgileri ve ailelerinin yardımları ile ayağa kalkarlar. Oysa eşi ve başka topluluğa girmeleri bir çok şeyi değiştirir ve artık hayata bakış açısı değişir eşinin. Çünkü bunun adı aslında kişiliği çokta yerine oturmayan bir erkeğin başka toplulukta farklı davranmaya çalışması bunun işareti bence.
Aslında Eşi kötü bir ailede büyümüş olsaydı ilk günden evlilikte gıcırdama başlayacaktı. Hatta evlenmeye gerek duymadan beğendiği kadını elde etmeye çalışması farklı olacaktı. Çünkü şu an da toplumda bayağı karakteri bozulmuş, ya da zaten bozuk erkek dolaşıyor. Maalesef bunu üzülerek söylüyorum.
Nazan'ı ben şanslı buluyorum. Çünkü eşinin ailesi onlara zulüm yapmadı oğlunun arkasından. Gelinini suçlamak yerine oğlunun kusurları için durumu düzeltmeye çalıştı. Eskiden kadınların maddi dayanağı olmadığı için boşanamıyor denirdi. oysa kadınlarda artık kendi ayakları üzerinde duruyor lakin yine de şiddetin dozu azalmak yerine çoğalıyor. Nazan yine düzgün bir ailesi olmasından dolayı şanslı . Onu anlayan bir avukatı olduğu için şanslı. Bulunduğu şehirde kızının tedavisi mümkün olduğu için şanslı. Ruhu ayağa hemen kalkabildiği ve güçlü olduğu karakteri sağlam olduğu için şanslı.
Çünkü dışarıda kendi ailesinden şiddet gördüğü için kaçan ve eşinden de yine şiddete uğrayan, gidecek yeri olmayan, kendini ifade edemeyen çok bayanların da olduklarını düşünüyorum ben Nazan'ın durumunda olanlar hariç.
Kitabı misyonu gerçekten büyük. Topluma ait kanayan bir yarayı eli alıp yazdığı için yazarımıza ben teşekkür etmek istiyorum. Çünkü bizim silahımız kalemimiz olmalı. Yazmalıyız ki bir çok yanlış doğruya doğru aksın.
Kitabı bana ulaşmasını sağlayan Gonca Çolak'a Uyanış yayınları'na Yayın Dünyamız'a ve yazarımız Hülya Düz'e teşekkür ediyorum.
DUYGU SONGÜL KAHRAMAN
0 yorum:
Yorum Gönder