*FIRAT'IN SIRTINDAKİ KAN * OSMAN
ŞAHİN *
*TRUVA YAYINLARI*
... Nasıl ki Yaşar
Kemal, köylünün bütün oyunlarını, düzenlerini, zalimliklerini ve saflıklarını
ve acımasızlıklarını, yani insana ait tüm duygularını, büyük romancıların
anlatımı ile ortaya döküyorsa.. Osman Şahin de öyküleri ile köy insanının, daha
doğrusu
çocukluğunun geçtiği
Toros dağları insanlarını, yörüklerini, hırsları, acıları ve onurları ile
yoğrulmuş ruh halleri ile öykülerine döküyordu.
Yaşamın ta içinden gelip
insanın yüreğini dağladığı içindir ki,
bu öyküler
sinemacılarımızın da dikkatini çekti. Osman Şahin'in öykülerinden filmler
yapıldı. Bu kez sinema ödüleri almaya başladı hocam. Bugüne dek tam 24 öyküsü
filme çekildi. Bu filmler yurt içi ve yurt dışı festivallerde sinemamıza 30'dan
fazla ödül kazandırdı.
Füsun Özbilgen
Güneydoğu insanının
yaşayışını çok yakından acıyarak, severek incelemiş bir güçlü gözlemcinin
yanında doğayı çok iyi incelemiş, insanların bununla olagelen ilişkilerini
avucunun içindeki çizgiler gibi bilen olgun bir sanatçı, tatlı anlatışıyla bize
kılavuzluk etmektedir...
Hasan İzzettin Dinamo
Osman Şahin başarılı bir
yazar. Dili söyleyişi açık, aydınlık.
Töre, insan ilişkisinde,
törenin egzotik niteliklerine saplanıyor...
Selim İleri
Yeni bir Türk incisi...
Şimdiye kadar Nazım Hikmet, Yaşar Kemal
gibi yazarlarla
tanıdığımız Türk Edebiyatından Osman Şahin’le karşılaşıyoruz. Türk kırlarında
ekmek için mücadele. Epik bir formda yazab Şahin, kır yaşamının güçlü bir
resmini çiziyor. Değişik
koşullarda yaşayan biz
İsveçliler için Şahin in vahşet
içerisindeki öyküleri
bazen inanılmaz gelir...
Jolanta Johnsson, İsveç
(Tanıtım Bülteninden)
İlk Baskı Yılı : 2017
Sayfa Sayısı : 536
KİTAP YORUMUM
Doğudaki sorunları çok samimi olarak
dile getirilmiş. Kitap anladığım kadarıyla gerçek yaşam hikayesini anlatıyor.
Kan davasının çirkin yüzü ölüme doğan 15 yaşındaki çocuğun kendini küçük yaşta
korumak adına tek yaptıkları hayatta hem kendisi hem de ailesi kalabilmek adına
silah taşımak ve silah kullanmayı öğrenmek zorundaydı. Her ne kadar devlet
büyükleri araya girip birkaç kez barış
sağlansa da maalesef her seferinde sonuç ölümle bitiyordu. Adnan'ın
ayakta kalabilmek abilerinin, kuzeninin ve en son babasını öldüren
kanlılarından birinin kanını akıtmadan rahat edemeyecekti. Öyle ki kanı kalan
kişilere oralarda kimse saygı duymaz ve kötü davranılırdı. 15 yaşında işlediği
cinayeti hapiste geçirdiği 7 yıl ona daha güçlü olmayı öğretecekti.
Kitapta hem hapise düşen kişilerin
başına gelenleri gerçekten yaşayan kişinin ağzından dinliyorsunuz hem de
doğudaki yaşam tarzını bir nevi anlamaya çalışıyorsunuz. Uzaktan kan davası
dediğimiz olayların iç perdesi sandığımızdan da boyutları geniş ve tehlikeli.
Yaşarken özgürlüğünü teslim eden, sürekli ölüm korkusu içinde tetikte yaşayan
insanlar.
Okurken bazen yargıç , bazen
eleştirici bazen de onların dostu, kardeşi olacağınız satırlar. Empati yapmaya
ister, istemez zorluyor insanı.
Kitaptan öğrendiğim ders ise,
- Maneviyatın önemi,
- Nerede olursanız olun dürüst
olursanız kazanırsınız bu hapishane bile olsa.
- Kan davasında ya da herhangi adam
öldürme olaylarında kimsenin kazanmadığı aksine her iki tarafından kaybettiği,
- En kötü durumda bile her zaman
çıkış noktası bulunduğu, yeterki umudumuzu kaybetmememiz gerektiği çok güzel
irdelenmiş yazar tarafından.
Ben zaten gerçekleri anlatan
kitapları daha çok seviyorum. Kurgular da ise yok bu kadar da olmaz diyorsunuz
ve yazarın hayal gücü geniş gerçek hayatta olmaz diyebiliyorsunuz. Oysa gerçek
hikayelerin hem bir çok üzeri kapalı sorunların bizzat yaşayan insanların
ağzından anlatılması bir çok insana örnek olabilir ve "bende bunu yaparsam
başıma bunlar gelebilir" diye kişi düşünebilir.
Truva yayınların eserlerini gerçekçi
bulduğum ve gerçek hikayelerden oluştuğu için seviyorum.
DUYGU SONGÜL KAHRAMAN
1 yorum:
silah taşıma ruhsatı nasıl alınır hakkında bilgiler için tıklayın: silah taşıma ruhsatı nasıl alınır
Yorum Gönder