Zamanın Derinliklerinden
Yazar: Kamile
Öztemel
Yayınevi :Uyanış Yayınevi
kitap sayısı: 128
Yazar bu kitabında diğer
iki romanının çizgisinden çıkarak; Geçmişin karanlıklarında unutulmaya yüz
tutmuş olan yaşanmış anıları kaleme almış ve okuyucularını bazen gülümsetip
bazen de hüzünlendirerek gerçek hayatlarda, bir bakıma kendi mazilerinde
yolculuğa çıkmaya davet ediyor...
Gece zifiri karanlık, yağmur yağıyor, mübarek gök delinmiş gibi
ara vermeden yağıyor. Asya iki kuzusuyla sığındığı kovuktan çıkamıyordu. Ama
bir an evvel oralardan uzaklaşması gerektiğini biliyordu...
Delikanlı sabah erkenden uyandı ve halen gördüğü rüyanın
etkisindeydi. Kapıdan çıktığını gören annesi arkasından; "Oğlum nereye
gidiyorsun? Gel de kahvaltını yap. Babanın yanına tarlaya gideceksin" diye
seslendi. Ama gördüğü rüya delikanlıyı öyle etkilemişti ki annesini duymadı
bile. Hiç oyalanmadan dedesinin yanına gitti ve heyecanla; "Dede öyle bir
rüya gördüm ki hemen sana anlatmam lazım" dedi...
Gece karanlık hava da soğuktu. Büyük bir deprem olmuştu. Depremden
kurtulan köylüler, ilk şaşkınlıkları geçince okulun önündeki açık alana
toplanıp ateş yaktılar. Hem ısınıp hem de alevlerin ışığında köydeki hasarı
anlamaya çalıştılar. Gördükleri her ev yerle bir olmuştu. Muhtar o hengame
içinde Ali'nin ağlama sesini duyunca, sesin geldiği tarafa koşar adımlarla
gitti....
(Tanıtım Bülteninden)
KİTAP YORUMUM: Kitapta 8 tane hikaye
yer alıyor. Hepsi de birbirinden duygusal hayatın içinden kareler.
1. Hikayede; ölüm döşeğinde öldüğü zaman ilk eşine
kavuşmayı uman bir kadın var. Evlenirken yine söz hakkı olmadan babası
tarafından evlendirilmesine rağmen ilk eşinin sevgisi saygısı ve ailesinin ona kızları gibi davranmış olması
onlara bağlayan nedenler. 2. eşi ise ilk eşinin tam tersi karakterde birisi.
Aslında bu hikaye bana şunu öğretti. Günümüzde ilişkilerde, evliliklerde çok
fazla beklenti var. Eskiden sadece saygısını göstersin, evine baksın, huzur
versin yeterliymiş sevmek için. Yine kan davasının acı sonuçlarına şahit
oluyoruz.
2. hikayede; Sevmenin zor olduğu
zamanlar. Seviyorsun ama iki kişi değil, senin yerine aileler karar veriyor.
Tabii ki vazgeçmedikleri içinde hem aileleri hem de kendileri acı bedeller
ödüyorlar. Hikayeden öğrendiğim ders bazen vazgeçmek lazım, bazen de güzel
hislere egoyu bir yana bırakıp vazgeçmek lazım. Ego kibirin getirisi kötü
oluyor genelde.
3. hikayede; yetiştirilme biçiminin
çocuklara nasıl yansıdığına şahit oluyoruz. Ömer ağa ve babası çok iyi insanlar
olmalarına rağmen kardeşinin, kardeş çocuklarının egolarına yenik düşüyorlar.
Dünya malına tapan kişiler aç gözlülük yaparak kazandıklarını sanıyorlar. Oysa
birde ilahi adalet var toprağın altında onları bekleyen.
4. hikayede; hem eşinin hem de yardım
ettiği komşusunun ihanetine uğrayan Ayşe'nin imtihanına şahit oluyoruz. Ayşe belki de kendi dengi birisi ile
evlendirilseydi , akrabalar karışmasaydı akıbeti daha farklı olacaktı. Ego'yu burada da Ayşe'nin eşinde görüyoruz.
İnsanlara iyilik her zaman yapmak lazım. Bunda Ayşe'nin yapabileceği bir şey
yoktu.
5. hikayede; Rüyasında altın küpü
bulduğunu gören bir gencin ve ailesinin
tutumuna şahit oluyoruz. Oysa birde bizim üzerimizde bize rızık yazan büyük güç
var. Bunu çok güzel anlatmış hikayede. Kefen parasının nereden geldiği üzücü
ama bize ait olmayan hiç bir şeye elimizi sürmememiz gerektiği çok güzel
anlatılmış.
6. hikayede; her şey maddi manevi
güzel iken, huzurları yerinde iken abilerinin mal hırsı yüzünden yuvasından
yaşadığı yerden 2 çocuğu ile birlikte olan zavallı kadının yıllar sonra aldığı
intikamı görüyoruz. Bazen vazgeçmeyi bilmek gerekir. Eğer intikamdan
vazgeçselerdi bir çok gidişat daha farklı olacaktı. İki hikayede de eşkiya
hayatına örnek verilmiş.
7. hikayede; Bedri'nin çile dolu
hayatına tanık oluyorsunuz. Askerlik yapmak istemeyen Bedri sizce haklı mı? ona siz karar
vereceksiniz. Ama sonradan doğru yolu gören Bedri belki de o durumda olan bir
çok insana yol gösteriyor. Acı hayatlar bunlar ama bazen ve her zaman her ne
olursa olsun ayakta durmak zorunda kalırız.
8. ve son hikayede ise; Ali'nin tüm
ailesini debrem de kaybetmesi konu edilmiş. Bir aile düzgün bir yol izlemiş ise
ölümlerinden sonra bile kalan çocuklara ışık olurlar. Tıpkı Ali'ye ışık olup
mesleğini seçtirdikleri gibi.
Bütün hikayeler çok hüzünlü ama
özünde mal sevdasının geçici dünyaya ait olduğu asıl olanın ahiret hayatı
olduğunu anlatıyoruz. Hepimiz ölümlü ve burada misafiriz. Bir şeyler yaşayıp
gideceğiz. Önemli olan doğru yaşayıp doğru bir şekilde gitmeyi başarabilmek. Ah
almadan vicdanımız rahat bir şekilde.
DUYGU SONGÜL KAHRAMAN
0 yorum:
Yorum Gönder