DEĞERLİ
YAZARIMIZ ÖZLEM ŞAHİN İLE YAPTIĞIMIZ RÖPORTAJIMIZ
DUYGU SONGÜL
KAHRAMAN SORUYOR
1. Biraz kendinizden bahseder misiniz?
ÖZLEM
ŞAHİN : 1968 İstanbul doğumluyum. Ortaokul ve
liseyi Üsküdar Amerikan Kız Koleji’nde tamamladıktan sonra İstanbul
Üniversitesi Ed. Fak. İngiliz Dili ve Edebiyatı bölümünden mezun oldum. Kısa
bir süre sonra evlenip altı yıl Çanakkale’de yaşadıktan sonra eşim ve kızımla
sevgili şehrim İstanbul’a geri döndük. Daha sonra bir de oğlumuz oldu. Tüm bu
zaman içerisinde farklı iş kollarında çalışma hayatım sürdüyse de her zaman
içimde olan okuma ve yazma tutkusu hiç geçmedi. Ailemden aldığım okuma
tutkusunu çocuklarıma da aşılayabilmek için çaba sarf ettim. Öykü ve deneme
yazmak hayatımın bir parçasıydı ama roman gönlümde yatan aslandı. Elli yaşıma
merdiven dayadığım yıllarda tam da artık olmaz dediğim anda yazmış olduğum bir
hikayeyi romanlaştırmaya karar verdim ve 50. doğumgünümden sadece iki hafta
önce ilk kitabım piyasaya çıktı.
2. Yazmak sizin için ne ifade ediyor? Konularınızın
kaynağını nereden alıyorsunuz?
ÖZLEM
ŞAHİN : Yazmak, hayatın fırtınalı bir deniz
misali hay huyu içinde, çoğunlukla zorunda olduğumuz için yaptığımız eylemlerin
arasında yolumu bulup karaya çıkmamı sağlayan bir fener gibi. Kendim için
yapabildiğim birkaç şeyden en önde geleni. Kitaplarım tamamlanıp
basıldıklarında, elle tutulur gözle görülür şekilde var oldukların da, hayatın
ben olarak yaşamaya değer olduğunu bir kez daha anlıyorum. Konular, hayal gücüm,
yaşanmışlıklar ve kırk küsür senelik okunmuş her türlü eserin bıraktığı
tortunun harmanından çıkıyor.
3. Kaç tane kitabınız var? Bundan sonraki hedefiniz
nedir?
ÖZLEM ŞAHİN : Şu anda üçüncüsünü yazdığım triolojinin ilk iki kitabı
Aramızdalar - Başlangıç ve Aramızdalar – Seçim Zamanı piyasada. Final kitabı da
okuyucuyla buluştuktan sonra ara vermeden yazmaya devam etmek istiyorum. Yeni
kitap için fikir hazır, çeşitli araştırmalar ve okumalar yaparak geliştirilmeyi
bekliyor.
4. Sizce yazar ve şair kimdir? Her yazabilen kişi yazar
ve şair olabilir mi? Ya da piyasada kitabı olan herkes sizce yazar ve şair mi?
ÖZLEM ŞAHİN : Her yazan şair ya da yazar olabilir mi? Bunun bir
garantisi yok ama deneyebilir. İçinde istek olan herkes de denemelidir bence.
Ama önce kendine zaman tanımalıdır. Bol bol okumalı, yaşamın içinde gözlem
yapmalıdır. Pek çoğunun içinden sıyrılıp ön plana çıkabilmek, kalıcı olmak
istiyorsa kendini ve yazımını geliştirmelidir. Şanslıysa özgün bir dil geliştirebilir.
Bu da tecrübeyle olur. Ayrıca eleştirilere her zaman açık olmalı sinirlenip
küsmemelidir. Bazen eleştiriler haksız olabilir, yine de yazdıklarımızın okunup
bahsedilmeye değer bulunması bile güzel diye düşünmenin yararı vardır.
5. Sizce yazarlık meslek mi? Yoksa hobi mi?
ÖZLEM ŞAHİN : Bu, müzisyenlik asıl mesleğinin yanında hobi olarak
yapılabilir mi sorusunu çağrıştırdı bana. Cevabı birlikte bulalım. Her hangi
bir müzik aletini belki haftada birkaç kez yani “müsait olduğumuzda”, “boş
zamanımızda” çalarak o aletin virtüözü olabilir miyiz? Matrix filminde Neo’ya
yüklenerek edindirilen beceriler gibi bir imkan yaratma durumumuz yoksa
olmaz.
Aynı
şekilde yazarlık da asla hobi değildir. Hobi olan yazmak olabilir. Yazarlık tam
zamanlı bir meslektir.
6. Kitaplarınızın konusu ve türü nedir? Okura vermek
istediğiniz mesaj nedir?
ÖZLEM ŞAHİN : Aramızdalar üçlemesi günümüz Türkiye’sinde geçen
fantastik macera türünde. Zaman şimdi, mekan yaşadığımız topraklar, bahsi geçen
kişilerin bir kısmının da bizler gibi sıradan, normal(!) insanlar olduğu göz
önüne alındığında aşina olmayanlar için okuması zor, ağır fantastik değil
denilebilir.
Okurum
kitaplarımın kapağını açtığında, sıkıntı, kötü haber, hastalık ve her türlü
bunaltıcı durumun oluşturduğu günlük yaşamın keşmekeşinden kurtulup bambaşka
bir boyuta ışınlansın ve orada şaşırtıcı olaylar, heyecan, macera, dostluk ve
aşkla sarmalansın istiyorum. Sonraki sayfada ne olacağını merak ettiği için
elinden bırakmak istememesini, bir sonraki kitabımı da aynı heyecanla edinip
zevkle okumasını ümit ediyorum.
7. Yazan ve kitap çıkartmak isteyenlere bir şeyler
söylemek ister misiniz?
ÖZLEM ŞAHİN : Daha önce de bahsettiğim gibi okuyun, okuyun, okuyun,
gözlemleyin, biriktirin sonra yazın. (Benim gibi elli yaşını beklemeyin ama!)
Yazmadan önce konuyu zihninizde oluşturun, ana hatlarını yazıya dökün,
karakterleri oturtun, onlara az da olsa bir kişilik giydirin (ilerledikçe
geliştirebilirsiniz), ne gibi araştırmalar yapmanız gerektiğini belirleyin,
konuyla ilgili okumalarınızı yapın ardından alın kalemi elinize. Yazdıktan
sonra dönüp yazdıklarınızı okuyun, düzeltin. Biraz daha yazın, tekrar okuyun,
tekrar düzeltin. Bilin ki iyi bir editörle kitap taslağınızın buluşabilmesi zor
ihtimal. Ayrıca roman uzun soluklu bir iş, arada yoldan çıkarsanız geri dönmeyi
bilmek gerek. Yani çalakalem alıp başını gitmekle roman yazılmaz.
Tüm
bunları yazar olmak isteyenlerin gözünü korkutmak için demiyorum. Üç kitaplık
serinin ilk satırlarına başlarken son kitapta neler olacağını tasarlamış,
konuya mekan olacak yerlere gidip kendi gözüyle gören oranın havasını koklamaya
çalışan biri olarak söylüyorum. Yine de yazarken zorlanıyor bazen ara verip
düşünüyorum.
8. Yayınevi sürecini nasıl buluyorsunuz?
ÖZLEM ŞAHİN : Ülkemizde gün geçtikçe açılan yayınevi sayısı artıyor
ve buna bağlı olarak yeni yazarlar da. Merak edilense okur sayısının da aynı
oranda artıp artmadığı. Gözlemlerime dayanarak diyebilirim ki, hayır. Galiba
yakında okurdan çok yazarımız olacak!
Yayınevlerinde
durum hiç iç açıcı değil. Bilindik olanlar burunlarından kıl aldırmıyor,
diğerleri çiçeği burnunda yazarları soyma peşinde. Ortalama bir hizmet ile bir
şekilde basılan, reklamı yapılmadığı için okuyucuya yeterince ulaşamayan ve
dolayısıyla satılmayan pek çok kitap internetten satış sitelerini dolduruyor…
Heyecanlı
yazar adaylarını çok da karamsarlığa sürüklemeyeyim. Araştırıp size en uygun
yayınevi ile anlaşırken fiyatların yanı sıra güvenilirliğini, tecrübesini göz
önünde bulundurun. Fuarlara katıldıklarından emin olun. Şimdiden şansınız bol,
okurunuz gani olsun!
TANITIM
YAZISI
Aramızdalar - Başlangıç
Çıkışa geldiğinde hala karanlıktı ama yıldızlar parlıyordu gökyüzünde. Mağarada birkaç saatten fazla geçirmemiş demekti bu. Yuvarlanıp boynunu kırmadan nasıl aşağıya ineceğini düşünürken gerisindeki koridorun duvarlarına iliştirilmiş meşalelerin teker teker söndüğünü gördü genç kız. Yaratık hızla ona yaklaşıyordu. Dik yamaca adımını atmasıyla dengesini kaybedip yuvarlanmaya başlaması bir oldu. Henüz birkaç metre düşmüştü ki kucaklanıp olağanüstü bir hızla götürüldüğünü hissetti. Kendini kaybetmeden önce kirpiklerinin arasından görebildiği esmer bir ten, kırmızı dudaklar ve kızıla çalan kahverengi gözlerdi. Yanağına değen ipek gibi saçların tanıdığı ama hangisi olduğunu hatırlayamadığı çiçek kokusunu içine çekerken her şey karardı.
Kabil’in günahı yüzünden ortaya çıkmış lanetli yaratıklar ve varoluş amaçları onları yok etmek olan nesil ARAMIZDA mı? Günümüz Türkiye’sinde geçen aşk, macera ve gerilim yüklü romanda bu sorunun cevabını öğreneceğiz.
Çıkışa geldiğinde hala karanlıktı ama yıldızlar parlıyordu gökyüzünde. Mağarada birkaç saatten fazla geçirmemiş demekti bu. Yuvarlanıp boynunu kırmadan nasıl aşağıya ineceğini düşünürken gerisindeki koridorun duvarlarına iliştirilmiş meşalelerin teker teker söndüğünü gördü genç kız. Yaratık hızla ona yaklaşıyordu. Dik yamaca adımını atmasıyla dengesini kaybedip yuvarlanmaya başlaması bir oldu. Henüz birkaç metre düşmüştü ki kucaklanıp olağanüstü bir hızla götürüldüğünü hissetti. Kendini kaybetmeden önce kirpiklerinin arasından görebildiği esmer bir ten, kırmızı dudaklar ve kızıla çalan kahverengi gözlerdi. Yanağına değen ipek gibi saçların tanıdığı ama hangisi olduğunu hatırlayamadığı çiçek kokusunu içine çekerken her şey karardı.
Kabil’in günahı yüzünden ortaya çıkmış lanetli yaratıklar ve varoluş amaçları onları yok etmek olan nesil ARAMIZDA mı? Günümüz Türkiye’sinde geçen aşk, macera ve gerilim yüklü romanda bu sorunun cevabını öğreneceğiz.
www.ozlem-sahin.com
Facebook - aramizdalar
Instagram - aramizdalarozlemsahin
Değerli yazarımıza bizimle olduğu için teşekkür
ederiz.
DUYGU SONGÜL KAHRAMAN
0 yorum:
Yorum Gönder