DEĞERLİ YAZARIMIZ ORKİDE ÜNSÜR İLE
YAPTIĞIMIZ RÖPORTAJIMIZ
DUYGU SONGÜL KAHRAMAN SORUYOR
Ben televizyon programları, tanıtım filmleri, kısa film/belgesel
yönetmenliği, yapımcılığı ve senaristliğinden gelen, sinematografik yönü ağır
basan projeler üretme arzusunda olan bir yazarım. Kendimi “hikâye anlatıcısı”
olarak görüyorum. Bunu tek bir film karesiyle de yapabilirim, bir romanla da…
2-YAZMAK SİZİN İÇİN NE İFADE
EDİYOR? KONULARINIZIN KAYNAĞINI NEREDEN ALIYORSUNUZ?
Yazmak hem sevdiğim hem de kendimi rahat, iyi ve masrafsız olarak
ifade edebildiğim bir alan. Konularımın kaynağı çeşitli yerlerden gelebiliyor.
Örneğin, günlük yaşamda karşıma çıkan kimi tuhaflıklar, kötülükler; bazen kendi
korkularım, öfkelerim ya da bir gazete haberi fitili ateşleyebildiği gibi
sanatın farklı türlerinden bana ilham veren unsurlar da çıkış noktalarımı
oluşturabiliyor.
3-KAÇ TANE KİTABINIZ VAR?
BUNDAN SONRAKİ HEDEFİNİZ NEDİR?
İlk kitabım olan Lâmia - Kan Bağı (Altınpost Yayınları) adlı gotik
romandan sonra konseptini oluşturduğum ve farklı yazarları bir araya getirerek
proje yönetmenliğini yaptığım Aşkın Karanlık Yüzü (İthaki Yayınları), Karanlık
Yılbaşı Öyküleri - Aralıktan Sızan Karanlık (Bilgi Yayınevi), Karanlıktaki
Kadınlar (Bilgi Yayınevi) kitaplarından oluşan korku türündeki antolojilerim
yayımlandı. Anadolu Korku Öyküleri III - Yılgayak (Bilgi Yayınevi) kitabında
“Hasat” adlı öykümle yer aldım. Zeynep Çolakoğlu ile beraber yer aldığımız ve
“karanlık antoloji serisi”nin son halkası olarak gördüğüm İstanbul’un
Karanlığında adlı kitabımız ise pandeminin en cafcaflı döneminde, mart
ortasında Karakarga Yayınları tarafından basılarak raflardaki yerini aldı.
Kendilerine bu vesileyle tekrar teşekkür etmek isterim.
Şu sıralar ise (araya farklı konular ve derslerim girdiği için
yazımına aralıklı olarak devam edebildiğim) Aktris adlı novellamı bitirmeye
çalışıyorum. Yazarken çok keyif aldığım, ilginç bir çalışma. Umuyorum ki
okurlarla buluştuğu zaman onlar da zevkle okuyacaktır.
4- SİZCE YAZAR VE ŞAİR
KİMDİR? HER YAZABİLEN KİŞİ YAZAR VE ŞAİR OLABİLİR Mİ YA DA PİYASADA KİTABI OLAN
HERKES SİZCE YAZAR VE ŞAİR Mİ?
Eline her kâğıt-kalem alan edebiyatçı olarak adlandırılamaz
elbette ama kişi yazma işine gönül verip emek harcıyorsa bir şekilde bu
kimlikleri üzerine giyecektir. Asıl önemli olan neyi, nasıl yazdığıdır. Dünyada
iki tür yazar vardır: İyiler ve kötüler. Kimin iyi yazar ya da şair olduğuna
herhalde öncelikle okurlar, sonra da zaman karar verecektir.
5- SİZCE YAZARLIK MESLEK Mİ,
YOKSA HOBİ Mİ?
Hobi olarak kitap yazanlar olduğu gibi yazarlığı meslek olarak
benimseyen, ciddiye alan ve bu uğurda fazlasıyla emek harcayan kişiler de var.
Fakat ülkemizde kitap yazarak para kazanmak, yazarlık yaparak geçinmek çok zor
olduğu için toplumun genelinde bu iş maalesef hobi olarak algılanıyor.
Yazarların çoğu ek iş yapıyor ya da yazarlığı ek iş olarak yapıyor; hatta
yazmayı emeklilik meşgalesi olarak görenler bile var.
6- KİTAPLARINIZIN KONUSU,
TÜRÜ VE SİZİN OKURA VERMEK İSTEDİĞİNİZ MESAJ NEDİR?
Ben genel olarak korku çatısı altında gotik, fantastik, psikolojik
gerilim türlerinde yazıyor, İstanbul’da geçen karanlık hikâyeler anlatıyorum. İkili
ilişkiler, kadına yönelik her tür şiddet, aşk, doğa, yalnızlık, farklılık,
tanrıça sembolizmi ana temalarım arasında... Hayata ve ölüme dair birtakım
dertlerim var. Yazarken de edebiyat sanatı aracılığıyla ve sevdiğim türleri
kullanarak kendimi ifade etmeye çalışıyorum.
7- YAZAN VE KİTAP ÇIKARTMAK
İSTEYENLERE BİR ŞEY SÖYLEMEK İSTER MİSİNİZ?
Gönüllerinden geçeni yazmaya, üretip emek vermeye devam etsinler.
Yazdıklarını tekrar tekrar gözden geçirsinler ve herhangi bir yayınevine
göndermeden önce yakın ya da uzak çevrelerinden anlayışına ve objektifliğine
güvendikleri bazı insanlara okutmaya çalışsınlar; onlardan görüşlerini
istesinler. Mantıklı öneriler olursa dikkate alsınlar. Geleneksel yayıncılıkla
kitap bastırmak istiyorlarsa sabırlı olmaya ve pes etmemeye gayret etsinler.
Çünkü herhangi bir alanda popüler/ünlü biri değillerse yahut tanıdıkları,
torpilleri falan yoksa özellikle de ilk kitap açısından çok yavaş işleyen,
zorlu bir süreç bu.
8- YAYINEVİ SÜRECİNİ NASIL
BULUYORSUNUZ?
Ben geleneksel yayıncılık metoduyla kitap bastırmayı tercih eden
ve buna kıymet veren bir yazar olduğum için ilk kitabımda yolum zorlu, yorucu
oldu. Para verip kitap bastırtmak elbette daha kolay ve sancısız bir süreç.
Başka avantajları da vardır mutlaka. Ancak kitabınız hangi kanalla basılırsa
basılsın, iş dönüp dolaşıp dağıtım ve tanıtımda düğümleniyor. Bunlar yeterince
yapılmazsa emekleriniz adeta çöpe gidiyor. Ünlü ya da reklam/tanıtım bütçesi
olan bir yazar değilseniz, kendi başınıza ancak bir yere kadar tanıtımınızı
yapabilirsiniz. Kısacası, kolay işler değil bunlar maalesef.
9- SİZE SORMAMI İSTEDİĞİNİZ
YA DA SİZİN BANA SORMAK İSTEDİĞİNİZ HERHANGİ BİR SORU VAR MI?
Hayır, yok. İlgin için çok teşekkür ederim. Bu tip röportajlar
yapıp sosyal medyada paylaşarak diğer yazarlara destek olduğun için tebrik
ederim.
10- OKURLARINIZA BİR ŞEY
SÖYLEMEK İSTER MİSİNİZ?
Sevgili okurlarımdan ziyade genel olarak tüm kitapseverlere
iletmek istediğim bir konu var aslında. Yayınevleri, kitap ekleri ve özelikle
de ana akım medya tarafından sürekli reklamı yapılıp köpürtülen popüler (ya da
popülerleştirilmeye çalışılan) yazarlardan ziyade Türk Edebiyatı’nda kalem
oynatan ve keşfedilmeyi bekleyen farklı/yeni yazarlara şans vermelerini
öneririm. Okurlar bence önyargılarından sıyrılmalı ve kendilerine dikte edilen
eserlere hemen yönelmektense, içgüdülerine de güvenmeyi öğrenmeli; hatta ara
sıra “kitap kumarı” oynamaktan çekinmemeliler. Kim bilir, belki de karşılarına
çok güzel sürprizler çıkacaktır…
BİZİMLE OLDUĞUNUZ İÇİN TEŞEKKÜR
EDİYORUM.
DUYGU SONGÜL KAHRAMAN
0 yorum:
Yorum Gönder