*ÖLÜMÜN GÖLGESİNDE *BUKET GÜLEKOĞLU*
*AKADEMİSYEN YAYINEVİ*
Savrulup dururmuş insan. Hani derler ya,
bir o yana bir bu yana… Sevgiye açken ruhu her bulduğunu ilaç diye basarmış
ruhuna... Kalbindeki kırıkları tedavi etmek uğruna yeni kalp kırıklıklarına
koşa koşa gidermiş.
Bir dünya kurmak istemiştim.
Eskisinden farklı ve yepyeni bir ben ile… Kalbimin en verimli topraklarını bulmuştum tam da… Bir avuç sen ekecek bir kucak sen yeşertecektim.
Bir göz kırpışı zamanlığıydı bizimkisi…
Vardın… Yok oldun…
Diz çöktü dünya. Gözlerinin önündeki görüntüler git gide kararırken bir sözcük döküldü dilinden:
Ölümün gölgesinde yaşamak...
(Tanıtım Bülteninden)
Sayfa Sayısı: 385
Bir dünya kurmak istemiştim.
Eskisinden farklı ve yepyeni bir ben ile… Kalbimin en verimli topraklarını bulmuştum tam da… Bir avuç sen ekecek bir kucak sen yeşertecektim.
Bir göz kırpışı zamanlığıydı bizimkisi…
Vardın… Yok oldun…
Diz çöktü dünya. Gözlerinin önündeki görüntüler git gide kararırken bir sözcük döküldü dilinden:
Ölümün gölgesinde yaşamak...
(Tanıtım Bülteninden)
Sayfa Sayısı: 385
KİTAP YORUMUM
Kitabın türüne karar verememek ile birlikte aşk,
entrika, cinayet, ihanet, çapraşık ilişkiler yani ne ararsanız var.
2 günde bitirdiğim kitabım. Sayfa sayısı 385.
Konunun ilginç olması ve yazımın akıcılığı kalın bir kitap olmasına rağmen
merak uyandırması çabuk bitmesini sağlıyor okumanın.
Yeliz ve Sadık birbirine aşık evlilik yolunda ilerleyen
bir ilişki yaşarlar. ikilinin ilişkilerinde yaşanan yanlış ve doğruları yazar
çok güzel anlatmış. En sevdiğim bölümü ise, iki tarafından da duygularından
aktarmış olması. Balık baştan kokar hesabı Yeliz'in başlangıçta görmediği
kusurlar ve maalesef bazı erkeklerin evlendikten sonra değişme olayı yine bu
ilişkide kendini gösteriyor. Aslında değişmiyorlar da belki de maskeleri de
düşüyor diyebiliriz buna.
Sonra Ev sahibinin kızı Handan ile tanışıyoruz. Handan
acaba farklı bir ailede yaşamış olsaydı yine aynı hataları yapar mıydı?
Gelelim bana kitabın öğreti olarak döndüğü
kısımlara. Tabi ki heyecanı, gizemi kaçmaması adına konuyu tam anlatmıyorum
burada ama okuyun pişman olmayacaksınız.
öğretiler ise;
-Her ne olursa olsun, çocuğunuz her ne hata yaparsa yaptın bütün anne/babaların çocuklarına her zaman inanmaları gerekiyor. Bir de öyle sevecekler ki dışarıda aramayacak çocuklar sevilmeyi, sevgiyi. Aslında Handan şanslı bir kız ama bunu yaptığı yanlış seçimler onun sonunu hazırlıyor.
-Her ne olursa olsun, çocuğunuz her ne hata yaparsa yaptın bütün anne/babaların çocuklarına her zaman inanmaları gerekiyor. Bir de öyle sevecekler ki dışarıda aramayacak çocuklar sevilmeyi, sevgiyi. Aslında Handan şanslı bir kız ama bunu yaptığı yanlış seçimler onun sonunu hazırlıyor.
-Arkadaşlarımızı doğru seçmeliyiz. Arkadaşlarımızın
yanlışları değil, doğru seçimlerini örnek olarak yolumuza devam etmeliyiz. Eğer
aşık olduğumuz kişi o an ulaşılmaz imkansız durumdaysa, bunda ki hayrı görüp,
karşı tarafın aslında bizim için yanlış bir seçim olduğunu anlayıp vazgeçmeyi
de bilmeliyiz. Malum aşktan öleni ben şu an'a kadar görmedim.
-Evlenmeden önce karşı taraf istiyor diye evlilikte
acele etmemek lazım. Karşı tarafa olan zaafımızı bir tarafa koyarak ve
büyüklerimizin de sözlerini dinleyerek seçimlerimizi yapmalıyız. Malum
gerçekten karşı taraf bizi seviyorsa bizim attığımız tüyoları alacak ve bizim
her zaman yanımızda olacaktır. Ama baktınız ters yapıyor ve soğuyor vs o zaman
da yanlış insan olduğunu anlayıp yolumuza devam etmeliyiz. Gerçekten koşulsuzca
seven hiç kimse gitmez. Gerçek aşk yıllar geçse de yerinde bekler.
Yeliz'i verdiği cesur karardan sonra çok sevdim.
çünkü bebeğini yanlış bir ortamda değil de sevgi içinde büyütebileceği bir
ortamda büyümesi için tercihini yaptı.
Bazı erkeklerdeki bu ben vazgeçilmezim egosu Sadık
da fazlasıyla mevcuttu. Bu da onun çok mutlu olabilecek iken yanlış seçimler
yapmasına yol açtı. Halbuki evindeki ilişkiye odaklansaydı, evlendim bitti gibi
garip bir düşünceye kapılmasaydı belki de şuan daha mutlu olabilecekti.
Kitabın bana en önemli öğretisi ise şudur; hayat
aslında bizim yaptığımız seçimlerim toplamıdır. Hangi seçimi, yol ayrımını
seçersek orayı yaşarız. Yani Yaradan bize bir kaç yol karşımıza çıkarır. Başrol
bizde ve karşımızdakiler ise figürandır. Oysa biz karşı oyuncuların figüran mı
yoksa, baş rol oyuncusu olup olmalarını biz seçeriz. Ya alakasız insanı başrole
getirir, ya da hak edeni figüran olarak bırakırız. Bu da bizi ya oyundan atar,
ya da ödüllü oyuncu yapar. Rolünü güzel oynarsan hiç kimse bizi bulunduğumuz
durumdan atamaz, figüran yapamaz. Hayat bazen de yap bozlardan ibarettir. Tabi
ki hatalar yapılabilir ama baştan hatalı bir şeye girişmek bile bile mutsuz
olmayı seçmektir.
Yeliz bu yüzden gözümde yüceldi. Kendisine kötülük
yapan kişiye affederek yoluna sevgi yolunu seçerek devam kararı aldı. Oysa
korkularına yenik düşerek en kötü ortamda çocuğunu dünyaya getirebilir ve daha
kötü durumlara hatta Handan'ın yaşadığı son ile imtihan edilebilirdi.
Yanlış seçimlerimizin, doğru seçimlere dönüşmesi
dileğiyle. Değerli yazarımızın yeni eserleri de çıkacakmış aldığım duyuma göre.
Sevgiyle bekliyoruz.
DUYGU SONGÜL KAHRAMAN
0 yorum:
Yorum Gönder