BUYUR
BURADAN YAK
Anlamakta bazen güçlük çekeriz bence bazı şeyleri
. Böyle anlamakta zorlandığım bir anımı sizlerle paylaşmak istiyorum. Bir yıl önce
kadar önceydi sanırım. Avrupa birliğinin desteklediği bir proje var. İş kurabilmek
girişimci olabilmek için. Sadece bayanlara yönelik. Arkadaşımla ben bize
çıkmasını çok istiyoruz. İstiyorum ki ilk kuran işi biz olalım. Çok bunalımlı
ve heyecanlı günlerdi. Özel
hayatımda da bunalım yaşamışım. Oldukça üzgün bir dönemdeyim.
Arkadaşım diyor ki; benim tanıdığım bir hanım var her şeyi biliyormuş. Onun evine gidelim bize dua etsin. Herkes gidiyormuş falan. Bende diyorum ki kadın mucizemi yaratacak. İstemiyorum aslında gitmeyi. Kadın son derece dini bütün bir hanım olarak tanınıyor yaşadığım yerde. Ama ben nedense hiç istemiyorum gitmeyi içim daralıyor adeta. Sonra arkadaşımın ısrarıyla ne olacak sanki diye gidiyorum, ama oldukça gerginim.
Neyse gidiyoruz hanım efendinin evine mübarek bir Cuma günüydü. İçeri alıyorlar bizi. Bir sürü ikram vs. Hacıdan gelen çiftlerimi ararsınız, yurt dışından gelenlerimi, şehir dışından gelenlerimi. Yani öyle ki; kadının namı dillere destan. Ben orada yaşamama rağmen arkadaşımın ısrarı olmasa asla gitmezdim. Hele ki şimdiki aklım olsa kimse beni ikna edemez.
Kadına gelenler arasında yurtta okuyan öğrenciler bile mevcut. Ev tıklım tıklım kalabalık. Sanki müze gibi kadını ziyaret ediyorlar.
Biz köşe de oturmuşuz neyi beklediğimizi bilmeden bekliyoruz. En çokta ben şaşkınım. Arkadaşımın gözlerine bakıyorum o oldukça rahat. Sanki orada olmamız çok normalmiş gibi davranıyor. Aslında evde sıradan bir sohbet var. Bayan bize de soruyor,sizin sorununuz nedir diye ama arkadaşımın sorumuz yok diyor. Aslında ne yapacağını da merak ediyorum.
Sonra herkes doğal halde sohbet ederken arkadaşım kapalı bir hanım, oradan bir tesbih alıyor başlıyor çekmeye. Hiç doğal değil çünkü ondan başka hiç kimse böyle bir şey yapmıyor. Her şeyin yeri bana göre ayrıdır.Gülmemek için kendimi zor tutuyorum. Çok sıkıldığım için de arkadaşımın tepkisini bekliyorum gitmek için, ama onda çıt yok. Halinden pek memnun görünüyor.
Hanım önce beni fırçalıyor tesettürlü olmadığım için, sonra da arkadaşımı saatini lavabo da unuttuğu için azarlıyor. Oysa ben hala olağan dışı bir şeyler bekliyorum kendisinden ama yok işte. Sonra da bayandan iş yapmadığımız için azar işitiyoruz. Nasıl yani diyorum kendi kendime. Çünkü iki tane de yardımcısı var hanımın. Sonra da bize erkeklere hizmet etmediğimiz için fırçalanıyoruz. Oysa erkek dedikleri yurt dan gelen 15-16 yaşındaki çocuklar. Onlar hallerinden oldukça memnunlar, gülmekten yerlere yatıyorlar. Oraya belki bir medet umuduyla biz gidiyoruz. Oysa hanımefendi bizi yerden yere vurmaktan herkesin için de çekinmiyor. En yaralayıcı sözü ise köşede koltuk gibi oturdunuz, erkekler sizden hizmet bekliyor demesi.
Böyle ziyaret akınına uğrayan bir evin hanımının kalitesi ortada. Artık kalkalım diye zavallı bir şekilde tekrardan arkadaşıma bakıyorum hala çıt yok arkadaşımda. Sanki ya duygularını aldırmış ya da şok olmuş vaziyette hala ısrarla o evde oturmakta devam ediyor. Ben artık kalkıyorum gitmek için. Oysa bayan durduruyor beni. Belli ki daha fırça atması bitmemiş. Ailemden duymadığım hayatım da yemediğim o aynı hakaretler yineleniyor kendisinden.
Sinirli ve kızgın bir şekilde evden kendimi atıyorum. Arkadaşım da peşimden çok şükür gelmeyi sonunda akıl ediyor. Ben oldukça şaşkınım. İkimiz de oldukça şaşkın ve kızgın. Kötü bir şey söylersem çarpılır mıyız diye korkuyorum ve arkadaşımın yüzüne bakıyorum ilk konuşan o olsun istiyorum. Oysa arkadaşım transa geçmiş adeta maalesef ilk konuşan ben oluyorum Ona kızgın olduğumu söylüyorum söylemek istiyorum ama her zaman ki gibi sinirlenince gülme krizim tutar aynı durum yani gülmeyle ağlamaklı karışık tekrarlanıyor.
Bize geliyoruz. Malum bu günün muhasebesini yapmamız lazım. Oysa güzel bir CUMA günümün boşa gittiğini üzülerek fark ediyorum Hayat diyorum neden bu kadar acımasız sanki. Medet umduğumuz bir hanım canavar çıktı ya da biz mi onu yanlış anladık bilemiyorum. Ülke dışından gelenler bu hanım da ne buluyorlar çok merak ediyorum.
Bu anımı paylaştım çünkü o gün çok aptal olduğumu fark ettim. Duayı kendim de yapabilirdim. Erkeklere körü körüne bağlı bayanlara düşman olan bir bayanı tercih etmemeliydim.
Arkadaşım bile olsa kendi kararımı ben vermeliydim. Çok pişmanım ama yine de bir deneyim kazandım diyorum kendi kendime. Hayat pahalı bir araç maalesef; bu da öyle bir şeydi.
Daha sonra iş projesi bize çıktı. Ben ustalık belgem olmadığı için kuramadım. Arkadaşım fotoğraf üzerine çok güzel bir işyeri sahibi şu anda. Yani kader de ne varsa onu yaşıyoruz. Bir şekil de hayat yoluna giriyor.
Sizlere sesleniyorum lütfen böyle cahil insanlara yol vermeyelim. Her derdin mutlaka bir çaresi vardır. Şimdi geçmişe baktığım da sadece gülümsüyorum..
Arkadaşım diyor ki; benim tanıdığım bir hanım var her şeyi biliyormuş. Onun evine gidelim bize dua etsin. Herkes gidiyormuş falan. Bende diyorum ki kadın mucizemi yaratacak. İstemiyorum aslında gitmeyi. Kadın son derece dini bütün bir hanım olarak tanınıyor yaşadığım yerde. Ama ben nedense hiç istemiyorum gitmeyi içim daralıyor adeta. Sonra arkadaşımın ısrarıyla ne olacak sanki diye gidiyorum, ama oldukça gerginim.
Neyse gidiyoruz hanım efendinin evine mübarek bir Cuma günüydü. İçeri alıyorlar bizi. Bir sürü ikram vs. Hacıdan gelen çiftlerimi ararsınız, yurt dışından gelenlerimi, şehir dışından gelenlerimi. Yani öyle ki; kadının namı dillere destan. Ben orada yaşamama rağmen arkadaşımın ısrarı olmasa asla gitmezdim. Hele ki şimdiki aklım olsa kimse beni ikna edemez.
Kadına gelenler arasında yurtta okuyan öğrenciler bile mevcut. Ev tıklım tıklım kalabalık. Sanki müze gibi kadını ziyaret ediyorlar.
Biz köşe de oturmuşuz neyi beklediğimizi bilmeden bekliyoruz. En çokta ben şaşkınım. Arkadaşımın gözlerine bakıyorum o oldukça rahat. Sanki orada olmamız çok normalmiş gibi davranıyor. Aslında evde sıradan bir sohbet var. Bayan bize de soruyor,sizin sorununuz nedir diye ama arkadaşımın sorumuz yok diyor. Aslında ne yapacağını da merak ediyorum.
Sonra herkes doğal halde sohbet ederken arkadaşım kapalı bir hanım, oradan bir tesbih alıyor başlıyor çekmeye. Hiç doğal değil çünkü ondan başka hiç kimse böyle bir şey yapmıyor. Her şeyin yeri bana göre ayrıdır.Gülmemek için kendimi zor tutuyorum. Çok sıkıldığım için de arkadaşımın tepkisini bekliyorum gitmek için, ama onda çıt yok. Halinden pek memnun görünüyor.
Hanım önce beni fırçalıyor tesettürlü olmadığım için, sonra da arkadaşımı saatini lavabo da unuttuğu için azarlıyor. Oysa ben hala olağan dışı bir şeyler bekliyorum kendisinden ama yok işte. Sonra da bayandan iş yapmadığımız için azar işitiyoruz. Nasıl yani diyorum kendi kendime. Çünkü iki tane de yardımcısı var hanımın. Sonra da bize erkeklere hizmet etmediğimiz için fırçalanıyoruz. Oysa erkek dedikleri yurt dan gelen 15-16 yaşındaki çocuklar. Onlar hallerinden oldukça memnunlar, gülmekten yerlere yatıyorlar. Oraya belki bir medet umuduyla biz gidiyoruz. Oysa hanımefendi bizi yerden yere vurmaktan herkesin için de çekinmiyor. En yaralayıcı sözü ise köşede koltuk gibi oturdunuz, erkekler sizden hizmet bekliyor demesi.
Böyle ziyaret akınına uğrayan bir evin hanımının kalitesi ortada. Artık kalkalım diye zavallı bir şekilde tekrardan arkadaşıma bakıyorum hala çıt yok arkadaşımda. Sanki ya duygularını aldırmış ya da şok olmuş vaziyette hala ısrarla o evde oturmakta devam ediyor. Ben artık kalkıyorum gitmek için. Oysa bayan durduruyor beni. Belli ki daha fırça atması bitmemiş. Ailemden duymadığım hayatım da yemediğim o aynı hakaretler yineleniyor kendisinden.
Sinirli ve kızgın bir şekilde evden kendimi atıyorum. Arkadaşım da peşimden çok şükür gelmeyi sonunda akıl ediyor. Ben oldukça şaşkınım. İkimiz de oldukça şaşkın ve kızgın. Kötü bir şey söylersem çarpılır mıyız diye korkuyorum ve arkadaşımın yüzüne bakıyorum ilk konuşan o olsun istiyorum. Oysa arkadaşım transa geçmiş adeta maalesef ilk konuşan ben oluyorum Ona kızgın olduğumu söylüyorum söylemek istiyorum ama her zaman ki gibi sinirlenince gülme krizim tutar aynı durum yani gülmeyle ağlamaklı karışık tekrarlanıyor.
Bize geliyoruz. Malum bu günün muhasebesini yapmamız lazım. Oysa güzel bir CUMA günümün boşa gittiğini üzülerek fark ediyorum Hayat diyorum neden bu kadar acımasız sanki. Medet umduğumuz bir hanım canavar çıktı ya da biz mi onu yanlış anladık bilemiyorum. Ülke dışından gelenler bu hanım da ne buluyorlar çok merak ediyorum.
Bu anımı paylaştım çünkü o gün çok aptal olduğumu fark ettim. Duayı kendim de yapabilirdim. Erkeklere körü körüne bağlı bayanlara düşman olan bir bayanı tercih etmemeliydim.
Arkadaşım bile olsa kendi kararımı ben vermeliydim. Çok pişmanım ama yine de bir deneyim kazandım diyorum kendi kendime. Hayat pahalı bir araç maalesef; bu da öyle bir şeydi.
Daha sonra iş projesi bize çıktı. Ben ustalık belgem olmadığı için kuramadım. Arkadaşım fotoğraf üzerine çok güzel bir işyeri sahibi şu anda. Yani kader de ne varsa onu yaşıyoruz. Bir şekil de hayat yoluna giriyor.
Sizlere sesleniyorum lütfen böyle cahil insanlara yol vermeyelim. Her derdin mutlaka bir çaresi vardır. Şimdi geçmişe baktığım da sadece gülümsüyorum..
NOT: Bu yazıyı en az 10 yıl önce falan yazmıştım. Ama oldukça karışıktı.Şimdi düzenledim sizlere sunuyorum.
DUYGU SONGÜL KAHRAMAN
0 yorum:
Yorum Gönder